Değerli kalem
her nefis yaradılış maksadını bilir ve bunun gereği olarak itikat ederse zaten Mevla yolundaki bütün pürüzleri pir-i pak eder.

Allah insanı şekilden şekile sokarak yarattığı zaman evela aklı lütfeylemiştir.
Ama insanın sadece aklı ile hareketinde kusurlu kalacağını d açok iyi bildiğinden ona "kalp" denilen şeyi lütfetmiştir.
Öyle ki aklının dahi alamayacağı şeyleri kalp denen o mucizevi şeyle alabilmesini muktedir kılmıştır.
Bu sebepledir ki itikat ve icraatlerde "kalp esası" ön plana alınmaktadır.

Fakat bunu sitismar etmemek lazım gerektir.
Günümüzde kendilerini inanca değil ama, itikatı, inancı kendilerine uyduranların meşhur bir sözü vardır:
e dinin emrettiği "...... şunu şunu yapamıyorum ama BENİM KALBİM TEMİZ"
BE MÜBAREK, o naısl temizliktir?
rengi mi var
kokusu mu?
ben senin kalbinin temiz olduğunu nerden bileyim.
hem bana ne gerek senin kalp temziliğini ikrarın.
Belli ki bu kesimdekiler meseleyi öğrenmişler ama tam öğrenememişler.
çağımız modern çağ. Kılıflar da artık alaturka değil!
yol bilenin kılıç kuşananın misali
herkesin rotası kendisine.

sizin dizelerinizle:
Nur ile feyiz’in, kalptir membaı
Kim tahsil ederse yeşerir bağı
Ehil olanların dolgundur ağı
Müstahsil arzulu, vurgun olmalı.

İlimsiz din olmayacağı gibi, icraatsız da itikat olmaz....
Söz açılmışken;
yarım hocalara da dikkat!

eserin tekniğine sözüm yok. Her zamanki gibi muazzam
Mevlam kaleminizi esirgesin

selam ve saygımla efendim...