2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
924
Okunma
İki değerli taşınız olsa elinizde
Elmas parlaklığı içinde
Bir gün ayrılık korkusu gelse
Ne yapardınız?
Hele ayrılacağınız iki evlat ise!
Kalbim sesleniyor
İşte, içindeki kor
Derinden çok derinden
Hissediyorum evliliğim çatırdıyor
Kendim kendimi sarıp sarmalıyor
Gözlerim önünü görmüyor
Her şey karanlıklara karışıyor
Ne mutluyum dedirtiyor
Ne de bir aydınlık gösteriyor
Bulaşık yalaşık derken
Gözyaşım ırmak oluyor
Okul ve ev arasında
Yorgun kollarım kürek çekiyor
Düğünle ağlayışla evlenir
Sonra gözler kör oluverir
Günler ve de geceler uzayıp gider
Kadın dert okur, ızdırabı heceler
Kıskanırız yerleri yer diyerek bastığı
Vesvese bunlar ama yine konu aynı
Niye? Neden? Diye sorarken kendimize
Adeta zevk verir acı
Mağlum sonuç ayrılık çağrısı
Neyse korktuğum olmadı
Almadı iki elmasımı
Kopartmadı hayattaki son dallarımı
O zaten bulmuş birini
Çocuklarından çekti elini
Bizim o büyük aşkımız ise
Yalnızca bir celse etti
Aklıma gelmezdi bu ihanet
Bu büyük aşka bu küçük yürek
Yeter deyip isyan ederek
Ayırdım yuvamı iç çekerek
İster dört duvar olsun ister saray
Evimdir der kadın
Gelin oluruz düğün dernek biter
Mutlu olacak mı belli değil yarın
Evliliklerin başı bellidir en az
Sonu bilinmez bilinemez
Herkese göre başka tabi
Kimin nasıl ne yapacağı bilinemez
Sabrederiz bekleriz
Senin yapın buymuş diyemeden
Olmayacağını düşünemeden
Bir ömrü feda ederiz
İki pırlanta iki evlat deriz
Ninnililer söyler, patikler örer iken
Kımıldar ağlar, bebeler güler
Minik sevimli elleri, ayakları etkiler
Gurur düşünemezsin çocuk yetiştirirken
Onlar en kıymetli çiçekler değil mi?
Şu arı ve papatyadan ne farkları var?
Gurur onlardan daha mı önemli
Onlarsız hayatın dört yanı duvar
Sevgi pınarı olmak yakışır kadına
Biliriz ki deryadır gönüller kâinatta
Böylelikle layık olunur yaşama
Kin ve gurur güvensizlik
Aptal olup kin ile dolma
Sabret bekle hele
Ruhunla aydınlanır dünyan kararsa bile
Sen onlara ninniler söyle
Cesur olmayı yeğle
Hayatın bir hazine
Bir zamanlar insan eksik olmazdı evimde
Umursamaz karamsar soğuktular hem de
Bir şer ordusuydu sanki
Bir çalım bir kibir içinde
Onlar zenginlik peşinde
Paraları pul lakin
Ruhlarında barınan kin
Yalnızlıktansa kalabalık içinde
Yapayalnız kalmayı yeğle
Su her zaman alçak yerden akar
Titrete titrete kalbini sarar
Bu sesi dinle ne olur
Dışarıda bir hışırtı var!
Her şeye duyarlı, her sesten korkan
Kabuslarından soğuk eller, sırılsıklam uyanan
Bir umut rüyası dökülür kadının dudaklarından
Daha gencim; el ele
Alevli, ateşli, coşkun
Dolaşıyoruz sere serpe
Eş dost unutmuş beni
Unutmuşum onları bende
Gülüyorum bu hale
Oysa dün elli üç, elli dört hesabı yaptık kızımla
İçim yandı sızladı
Kalbim kan ağladı
Çürük bir ağaç gibiyim
Ömrümün yarında
Ruhum ağır ve maddi
Bedenim yorgun
Yinede huzurluyum
Bilmiş, yaşanmış, dolmuş ve doymuş
Ruhumdaki zenginliğe hayret edip
Küçük sevinçlerimle mutlu oluyorum
Kötüyü, iyiyi, her kişiyi severim
Kalbin her teli şarkı söylemeli
Kurtla, kuşla, otla mutlu olunmalı
Hayat dolmalı damarlara
Umutlar adlandırılmalı
Kötüye kanar kalbim
Acırım neden diyerek
Ah erisem kar gibi
Yok olsam derim
Ama ölmek istemiyorum
Kuğu beyazlığında ki gibi
Ruhumu yansıtmadan
Görsün istiyorum her fani
Ruhum ağır ve maddi
Elbet düşmanlar mutlu olacak
Sonraları ne dost yanacak
Ne düşman anacak biliyorum
Ama umarım paylaştıklarımla
Etkilerim kalacak
Nermin BATGÜN