8
Yorum
0
Beğeni
3,7
Puan
2534
Okunma
GİT(MEEE)
Git(me)
Sen giderken bu şehrin surları yıkılıyor üstüme ve ben seni özlüyorum ölesiye
Öyle ki başı gövdesinden kopan bir kuş gibi çırpınıyorum gittiğinde
Git(me)
Sen giderken kopuyorum en ince yerimden ardın sıra pamuktan ip gibi
Depremzedeye çıktı adım, yara berelerim gün yüzüne çıkıyor gittiğinde
Git(me)
Sen giderken kalbim en olmaz anda ve yerde duruyor; “ya gelmezse” diye?
Boğuluyorum, en kalın düğümler boğazımda solarken seni gittiğinde
Git(me)
Sen giderken lâl oluyor duyularım, dönüşüne ayarlamışım bütün şifrelerimi
Adağın koç elimde kaldı, bıçak yüreğimden başlıyor kesmeye beni gittiğinde
Git(me)
Sen giderken gecelerim milatları turluyor, korkuyorum sensizlikten
“Geleceği sabah olmaz” diyen şeytanımla baş edemiyorum gittiğinde
Git(me)
Sen giderken tutunduğum bir kuru yaprak sürüklüyor beni peşin sıra
Yeryüzünde Havva’sız son Adem’im sanki, yapayalnızım gittiğinde
Git(me)
Sen giderken yollar değil bakışlarım dökülüp eziliyor ayaklarının altında
Un ufak oluyor bütün renkler, param parça gözlerim gittiğinde
Git(me)
Sen giderken oksijen hidrojene kavuşamıyor, kuruyor her yer benimle
Yezidvari sensizliğin çölünde Kerbelayım Dicle’ye, Fırat’a rağmen gittiğinde
Git(me)
Sen giderken başına ettiği yemini bozuyor musonlara gebe gözlerim
Avutamıyorum kendimi, bedenimde tufanlar kopuyor gittiğinde
Git(me)
Sen giderken yedi kat gök kapanıyor alevler içindeyim, imdat! yanıyorum
Kara delikler yutuyor beni, divaneyim sensizlik girdabında gittiğinde
Gitme
Sen giderken viraneyim, dur; olsun bin kere razıyım gitme istersen
Füzelerle delik deşik et beni; Halepçe’n, Kandahar’ın, Gazze’n olayım gitme
Gitme
Güneş toplayayım senin için, yıldızları tek tek avuçlarına hapsedeyim gitme
Yaylaların, kırların bütün çiçeklerini saçlarına takayım, anla beni n’olur dur!
Söz ver
Başın için
Gitmeeeeeeeeeeeeeeeeee!
4 Eylül 2004-16 Temmuz 2008/Diyarbekir