3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1108
Okunma

Kanatlan gel turnam;
Amber sürülmüş meltemlerde,
Çiçekler rayihalar saçarken;
Uçup da gel turnam.
Gel ki yüreğim yangın yeri,
Gecenin en bitap deminde;
Üşüyen mum alevinde,
Beli bükülmüş sözlerimin;
Lâl olmuş dilim, sensizliğinde…
Buğulu hüzünlerimden,
Damlayan yaşlarımın
Duru gölüne;
Bir ay gibi,
Bırak kendini cömertçe;
Cemre gibi,
Süzül gönlüme.
Sarmala benliğimi,
Bozulmasın bu efsun;
Lügatler yeniden yazsın;
Bırak, insanlar yine;
Ölümsüz aşklar yok sansın.
Bulutları topla avuçlarında,
Gökkuşağına bırak ruhumu;
Dolaşsın pervazsızca,
Mavinin en koyu yamaçlarında.
Kanatlan gel turnam;
Al bir kelebek olmuşken,
Gün batımlarım;
Söğüt dallarımda çalıkuşları,
Hüzün nağmeleri şakırken;
Hep seni ararım…
Vuslatı, şehbaline tak da gel;
Toprak suya nasıl hasretse,
Çorak halime bak da gel;
Neşeyi al yanına,
Gamı-kederi bırak da gel;
Gel turnam, haydi gel…
Muhittin ALACA
5.0
100% (2)