Zaman an gibi sanki
Hemen de dün, bu gün olmuş
Tozlu tarlada çelik çomak oynarken
Başdaki akları sayamaz olduk

Zaman an gibi sanki
Sokakları gençlikle savururken
Tiril tiril gömlek bedende uçuşurken
Beldeki ağrıyı çekemez olduk

Zaman an gibi sanki
Dalaşana pabuç bırakmazken
Nara atıp çevreyi inletirken
Genişliğimizle olgunluk timsali olduk

Zaman an gibi sanki
Yürek durmazdı yerinde
Gül bahçesinde gülleri koklarken
Saksıdaki gülle avunur olduk

Zaman an gibi sanki
Hiç aldanmışlığa düşmemişken
Doğru yolun istikametinde yürürken
Zamanın cazibesine aldanır olduk

Zaman an gibi sanki
Torba torba unları elerken
Bitmez bu kilerin nevalesi derken
Eleğimizi duvara asar olduk

Zaman an gibi sanki
Hayat çok uzun görünürken
Bitmeyecek sandığımız yolu yürürken
Güneşin batımını bekler olduk

Zaman an gibi sanki
Şarkılardan başka nağme bilmezken
Dilimizde sevda türküleri mırıldanırken
Af duaları okur olduk

Zaman an gibi sanki
Hiç gelmez gibi görünürken
Sonsuza ulaşacağımızı sanarken
Musallanın soğukluğuyla donar olduk

Yıldırım Yorulmaz