6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1927
Okunma
Gılgamış…
Beşbin yıllık bir destan
Destanlaşır yazıya geçer
Ebediyet şerbetini içer
Henüz doğmamış Musa
Yarılmamış Kızıldeniz
İsa’ya binli yıllar var
İnsanlık Furkan’ı arar
Yolu gözlenir Muhammed’in
İzi izlenir destanların, bilgelerin
Uzun uzun uzundur hep destanlar
Yazılıp yayılmasa nasıl bilir insanlar
Sözü ustası söyler
Hak hakikat müptelası dinler
Sözün güzeli de çirkini de biter,
Destan bile olsa söz,
Gılgamış bile olsa kahramanı
Ölsün yeter
Tanrıların Gılgamış için belirlediği alın yazısı gerçekleşti.
Toprağın altında karanlık
Ona (umulur)bir ışık gösterecek;
İnsanoğlunun geleceğe bırakmak üzre yaptığı
Anıtlardan hiçbiri onun yaptığıyla kıyaslanmayacak.
Yiğitler hem
Tüm erenler
Gökyüzünde Ay’a benzerler
Önce büyür ve parıldar
Sonra solup giderler.
İnsanlar O’nun için diyecekler ki
Başka kim onun kadar kudret ve kuvvetle hüküm sürdü
Onsuz kalan gönüllerde ışık olmayacak
Ey Gılgamış
Gördüğün düşün anlamı buydu
Ölümsüzlük alın yazın değildi
Senin
Hem hiç kimsenin
Ruhun kederle kaplanmasın
Sıkılıp bunalmasın
Bunalma ki
karşılık olarak
Bağımlı kılıp bağımsız bırakma iktidarını
İnsanlığın karanlığı ve aydınlığı olma gücünü
Halk üzerinde eşsiz bir üstünlüğü verdi sana
ilahlar
Kaçıp kurtulmanın olmadığı çarpışmalarda
Geriye dönüşün imkansız olduğu akınlarda
Seni hep zaferle taçlandırdı..
Ne var ki
Gücünü sakın kötüye kullanma
Sarayda çalışanlarına adaletle davran
Güneşin önünde doğrulukla yürü.’’
Gılgamış uzandı kalkmamak üzere bir daha
Kullab’ın efendisi uyanmayacak bir daha
Kötülüğü alt etti ama yine de dönmeyecek
Tepeden tırnağa silahlıydı ama kalkmayacak
Bilgeydi yakışıklıydı ama yine de dönmeyecek
Gidecek,geriye gelmemek üzere
Dağa gitti gelmemecesine
Kader döşeğine yattı kalkmamak üzere
Renkli sedirden dönmeyecek bir daha…
Yedisinden yetmişine kadar kent halkı susmak nedir bilmedi.
Etten kemikten yapılma ne kadar insan varsa o kadarı ağıtlar yaktı.
Yakılan ağıtlar göğe ağdı
Alın yazısı konuştu sonunda.
Zokayı yemiş balık gibiydi
Gılgamış
Yatıyordu hareketsiz ölüm döşeğinde
Tuzağa düşmüş ceylan gibi yazık
İsanlık dışı varlık
Namtar çökmüştü üstüne
Şu eli ayağı olmayan
Et yemeyip su içmeyen NAMTAR.
NİNSUN ‘un oğlu
İnsanlar arasında eşine rastlanmayan yiğit hükümdar
Efendisi ENLİL’e karşı kusur etmeyen ulu Gılgamış
İşte( beşbinyıl önce) böylece ayrıldı yeryüzünden
Sana sunulsun övgülerin en üstünü
Bütünü
ey
GULLAB’ın efendisi
ey
GILGAMIŞ…
İlahlar verdiğini geri almasın
Destanını okumayan kalmasın.
5.0
100% (5)