2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1118
Okunma
Süt dişlerim
Öz dişlerim
Sizlerin yerinde
32 katlı
Porselen inşaat
Yapılmış olsa da
Mağarasında ağzımın
Saymayın beni
Yinede
Yaşlanmış saymayın
Zalim zaman
Koyupta kalburuna
Bin bir cefayı
Karlamışsa
Yamaçlarını başımın
Artık yokuşsa
Düz yollar, ovalar
Bir yılan misali
Tıslıyorsa nefesim
Saymayın beni
Yinede
Yaşlanmış saymayın
Taşımaz olduysa
Omuzlarım başımı
Büküldüyse belim
Paslı bir tel misali
Elimde baston
Yani üç bacaklıysam
Yedi şiddetinde
Artçı depremler
Çöreklendiyse ellerime
Saymayın beni
Yinede
Yaşlanmış saymayın
Evcil bir hayvan gibi
Koparıp bağımı
Atmak istiyorsam
Kendimi parklara
Ve itip kakıyorsa
Torun, tombalak
Tepinirken bunca yıl
Şimdilerde tekliyorsa
Sol yanım, yorgun yüreğim
Saymayın beni
Yinede
Yaşlanmış saymayın
Bitmişse yarınlı düşlerim
Yaşıyorsam artık dünlerde
Ve “ biz eskiden “ diye
Başlıyorsam her söze
Dolup taşıyorsa
Heybemden hatıralar
Unutur olduysam
Kendi adımı bile
Saymayın beni
Yinede
Yaşlanmış saymayın
*
Ne zamanki
Buruşuk tarlasında
Burnumun
Bir selvi misali
Boy atmışsa kıllar
Ve ben
Görmüyorsam onları
Ne zaman ki
Bir hastanenin
Protokol defterine
“ kalça kemiği kırığı “
Diye kayıt düşerler adıma
İşte o zaman
Dostlar
İşte o zaman
Ben yaşlandım demektir.
Hasan AKSOY
5.0
100% (1)