1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1448
Okunma

Dinle hikâyemi hele,
Basit değil bu mesele.
Çayın renginde albeni,
Bakışı der gel iç beni.
Kokusundaysa usare.
Bu albeniyle usare,
Alır götürür insanı ;
Hoş, asude iklimlere.
Sanki,çaydan huzur yansır,
Duvardaki kilimlere.
Belki de sırf bu nedenle,
Kilim desenli çayhane.
Mekan olur çay sevene.
Cümle sakinleri orda huzur bulur,
Sohbetler pek koyu olur.
İşte böyle bir güzelliktir çay molası.
Bu sükunet ortamında,
Görünce çaydanlıkla demliği,
İçi içine sığmaz bardağın;
Kaşıkla bir türkü tutturur.
Cümle sakinler bu türküyle mest bir hâlde oturur.
Siner ruhlara çay molası
Mevsimlerden de yaz ise,
Gölgesi koyu ise çardağın bir de
İşte o zaman denir molaya çay molası.
Daha bir güzelleşir damakta tadı,
Mis gibi demli taze çayın.
Ne köşkün kıymeti kalır ne sarayın.
Çaydanlıkla demlik,
Nadide bir sırrı paylaşır
Demlikte çay çaydanlıkta su masallaşır.
Ateş suyun aklını alır.
Su bir vaveyla koparır.
Bir asude keyif için,
Çaydanlıkta su çalkanır,
Demlik ketumlaşır.
Bardak tutamaz sırrını
Şıngır şıngır sallanır.
Sürer gider çay molası,
Katılanlar keyif alır.
Âdet olduğu üzere
Gelir gider tepsilerde üstü dumanlı bardaklar.
Yıllardır çay molası içinde huzuru saklar.
Alan memnun satan memnun,
Bu molayı kim yasaklar.
Dem çay demidir,
Damak burar, bizi sarar.
Çay içmeyi bilmeyenin ,
Kârı yoktur külli zarar.
Malum olduğu üzere,
Her şeyin,çoğu zarar azı karar.
Bu düsturca verilmeli tam deminde çay molası.
Ankara,21.08.2009 İ.K
5.0
100% (1)