8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1588
Okunma
Kırkı çıkmış bir bebek,
Dudağında bir şarkı;
Ağlayıp, inleyerek,
Yıkıyor evi barkı:
Kırk gün oldu Allahım!...
Her günü rüyadayım.
Bilmem, nerde sabahım,
Nasıl bir dünyadayım?
Duyuyorum sesini,
Diyor, uyanmış biri,
Harcama nefesini,
Hayâlin misafiri.
Yankısı kulağında,
Serin serin sesinin.
Tanıyor uzağında,
Bu sesi, annesinin.
Oturmuş yatağında,
Çınlatıyor âfâkı,
Erimiş dudağında,
Toza batmış bir şarkı:
Ağla, ağla bebeğim,
Gülme, ağla ve dövün.
Anla, anla bebeğim,
Uzaklarda kaldı dün.
Beyaz kundağındaki,
Bebek, ağlar bir yandan.
Kırk gün uzağındaki,
Annesi öte yandan.
Ve ağlarlar beraber,
Akar kan ve gözyaşı.
Ötelerden bir haber;
Bu henüz yolun başı.
Bakınca bir kaderi,
Anne ile kızının.
Farklı farklı kederi,
Hikmetince yazının.
Dirinin kırkı çıkmış,
Bir beşiğe uzanmış,
Birinin kırkı çıkmış,
Bir eşikte uyanmış.
Ankara, Ağustos 2009