5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1324
Okunma

/Sevinçleri çalınmış,
Sazdan suret bakışları
Gözlerinden nazarları
Emanet bırakmış./
Duvarları briketten kondunun
Eşiğinde oturur
Ayşe
Sarı
Kıvrık saçlı,
Ekmeği ağzında çevrilir durur.
Karabaş’ın kuyruğu oynar
Yakında birkaç kuşa.
Tarlaya giderken anasının
Uyandırmak istemediği kuzusu
Avluya atınca babası çalı çırpıyı
Açar gözünü,
Sofrada duran sahanın
Dünden kalan ekmeğini
Yumup ellerine
Kapının aralığına koşar.
Çatırdatır
Bıyığı sakalında, güçlü kuvvetli babası
Topladığı odunu, çalı çırpıyı,
Anası iki büklüm gelse de
Yakar kazanı
Çorba kaynar.
Ellerin nimete açılmasıyla
Karabaş da
Beklemeye başlar kapıyı…
Topu topu iki mevsime bürünür rızık
Kış uzun
Bahar kısa.
Yakacak lâzım soğuğa
Ekmek lâzım sahana
Un lâzım tel dolaba.
Emek sildikçe alın terini
Günlerin bitişine,
Dualarla açılan sahanın kapağı
Kapandıkça bin şükürle
Karnı doyan Ayşe’yi gülücüğüyle,
Bekler demir somyada döşeği
Tatlı uykusu, bez bebeği
Ertesi güne...
Yiğit yürekler
Keskin bakışlar
Toprak ellerini kanatsa da
Çıkarır, koyar ekmeği
Sahana…
Büyüteceği bebekleri için
Ekmeğini yer çocuklar...
ezgi ç.
17.07.2009
5.0
100% (2)