Ahh aşk!
Nesin, neyin nesisin bir anlayabilsem
Anlayabildiğim gibi; bir de, anlatabilsem.
Soluk soluğa alınan bir nefes,
Seviyesi maksimuma ulaşmış bir kalp çarpıntısı,
Eli kolu bağlanmak yada aksine sahip olmamak mı eline koluna,
Bİr an düşünememek yada boğulmak düşünmekten,
Bazen dökülüvermek birkaç satırına bir şiirin,
Bazense kelimelerin boğazlara düğümlenişi misin?
Eğlenmek gibi misin aşk? yada içli bir ağlayış mısın?

Ahh aşk!
Kimsin? bir bulabilsem,
Bulabildiğim gibi; bir de, tanıyabilsem.
Her an sürprizleriyle karşı karşıya olduğumuz dünyanın;
Özünde misin, yüzünde misin?
Yaşam kaynağı mısın insanın aşk?
Susamak gibi, açlık gibi hava gibi misin?
İnsanı üç gün hayatta tutabilir misin?
Asırlar boyu sürüp giden bir ömre mi sahipsin
Yoksa; bir kelebek yaşamı kadar kısa mı ömrün?
Belirli bir süren var mı yani?
Ölüm senin için de geçerli mi?
Yahut; ölümlere sebep misin aşk?

Ahh aşk!
Var mısın? varsan, varlığımda mısın?
Beni var eden, varlığımdan varlık türeten misin?
Ezan sesi gibi mübarek ve kutsal,
Alnın Secde’ye vardığı an gibi yürekten edilen tövbe,
Bağışla bizi! kara yüzümüzle diye dilenen af mısın?
Karşılıksız yapılan sevap mısın veya allah rızası kazanmak için bir hayır,
Günah mısın aşk?
Kural tanımazlık, başı boşsuzluk,
Hak nizamlara, kanunlara aykırı mısın?
Adeletsizlik misin aşk?...

Ahh aşk!
Ne kadarsın?
Çok mu? ’miktar’ kelimesini kullanmaya lüzum görülmeyecek kadar az mısın?
Bedava mısın aşk?
Ve yahut maddi değeri satın alınamayacak derecede pahalı mısın?
Manevi değerli misin?...
Yer yüzüyle bir bağlantın var mı aşk?
Çöl müsün, yem yeşil bir ova, karla kaplı bembeyaz bir dağ mısın?
Doğal felaket misin aşk?
Bir kasırga, bir çığ mısın?

Ahh aşk!
Annem misin?
Babam, kardeşlerim, sevdiğim köylü güzeli; kız mısın?
Dünyamda nerde sürdürüyorsun varlığını?
Gerçek misin, yalan mısın aşk?
Söylesene aşk; sen, BEN misin?