4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1533
Okunma

Çiçekler toplamıştım zülfüne takmak için,
Soldular birer birer dönmedin ki beriye.
Tuzağına düşürüp ateşte yakmak için,
Zümrüd-ü Anka gibi kül kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
Ferhâd’a buğz ettiler Şirin’in gelmez diye,
Seven harâb olurken sevilen görmez diye.
Boşuna dememişler vefâyı bilmez diye,
Bülbül aşkıyla ölüp gül kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
Zalim felek ömrümü kara yere serdimi,
Hasretini çekerken el murada erdimi.
Yadigârım diyerek bıraktığın derdimi,
Sükûtu altın bilen dil kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
Bir fincan kahve için revân olsan Yemene,
O yâr beni sevmemiş melûl kalsam kime ne.
Gül goncası ağlarken ben damlasam çimene,
Mihricânlar yüklenmiş yel kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
Toy düğünler olurken karaları bağlayıp,
Ne istedin sinemden acımadan dağlayıp.
Şafakta güneş ile yokluğuna ağlayıp,
Gözyaşımı döktüğüm sel kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
Zebercetten sunduğum tahtımı sen satıp da,
Beni zindâna koyup Sündüslerde yatıp da.
Azâd olmaz köleni kervânlara katıp da,
Kaf dağına attığın el kalırken geriye.
Hiç sormadın ki bana ne zaman geleceksin,
Yürekten sevmedin ki nereden bileceksin.
.......................................Kardelen26
5.0
100% (2)