vur kadehini hayatın gamına, bir de fitursuzca kahkaha koy gidenin de, gelenin de alayına ne gördüm ki, ne göreceğim diye hayâl kurmaktansa vur kadehini hayatın , yaşanamamış baharlarına yaşanacaklar sana dokunmadan sen yaşanacaklara da .... yaşanmamışlara da ....yaşamak dururken ....yaşayamamaya da.... nasılsa öncelik senin!...
Ayşe Yayman 2007 ağustos
Eskiden kapalıçarşının kaşarı’nı Koyardık yarım sıcak ekmek arası İnce belli bir bardak çayla Ziyafet olurdu damaklara
Şimdilerde dost arası light kaşar İster tek, ister çift Ama ne tat, ne tuz var Adı yengen olursa Yanında birde sucuk var
Yiyebilene selam Bakana iki kelam susam Bilmezler ki özünde Her ikisinin de yurdum patatesi var
ayşe yayman
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yorum niyetine...(Gideceği yeri bilir) maviler yüreğine... ..... Anam -rahmetli- Tek korkun,yılandan Bir de yalandan Olsun derdi. Çünkü Sadece ısırır yılan -şayet kızdırırsan- İkiyüzlü değildir Öperken ısırmaz .... .... Ya İnsan...? .... (insan hikayeleri...şiirimden)
Eskiden kapalıçarşının kaşarı’nı Koyardık yarım sıcak ekmek arası İnce belli bir bardak çayla Ziyafet olurdu damaklara canım arkadaşım özlü hayatın gerçlerini güzel bir uslupla anlaman bayılyorum çok cesur kelimeler yüreğinize saglık kalemin varolsun saygılarımla zaralıcan
Hiç üşenmeden kırmızı mercimeğe kına yakıp fırçalayıp cila atan soba kurumuyla göceyi karıştırıp karabiber, kiremit tozundan kırmızıbiber,ağaç talaşını bobayıp çiçek gübresi, okunmayan gazete kağıdını sıkıştırıp,ayakkabı topuğu yapan ve en güzeli de seviyesiz tavuk hırsızlarından bakan yapan ve gündüzleri menfeate tapıp geceleri Tanrıya dua edip namaz kılan bozuk ve dejenere bir milletiz. Belki millet bile değil illetiz.
Entellektüel görünmek aşkına elinde bir bestselirle caddeleri kat eden, kulağını deldirip sakalını top eden ve sırf moda uğruna burnunu deldirip piirsing takan ve sümüğünü çeken, ne idüğü belirsiz adamlardan medet uman, başı sıkışınca bardakçı babanın türbesinde mum yakan, herkese öğüt verip yan yatan, geleceğini üç kuruşa satan ama söz zülfü yare dokununca hiç durmadan günlerce nutuk atan kendi mahallesinde softa ve namuslu görünüp, ezan sesini duyduğunda Azizallah, yardakçıya eyvallah,menfaate maazallah diyen yalan söz üste bin yemin eden, benim bu işlerde tarağım yoktur diye başlayıp mangalda kül bırakmadıktan sonra bacım, ablam kızım deyip içinden canı çeken muhitinde namuslu tavırlar takınıp beyoğluna gelince açılıp saçılan ve ürkek bakışlı ceylanlar gibi sek sek seken garip bir milletiz biz
Peynirin, kaşarın, sucuğun resmini çekip fotokopi ile çoğaltan, uysal ve çalışkan vatandaşını kendisine darıltan her geçen gün bir önceki günü aratan, Ya Allah ya Bismillah affetsin bizi Yaratan şarlatan mı şarlatan yalaka ve dalkavuk bir milletiz biz
Arkadaşım canım benim iki gözüm nurum deyip birbirine sarılıp ağlayan, beş metre uzaklaşınca anlatılan her sözü ince ince dokuyup öküz altında buzağı arayan, kendini aşmış aşkın, şaşkın sinir küpü ve taşkın bir milletiz biz.
Etnik değerleri ile kışkırtılıp havlattırılan, kuyruğunu mengene ile sıkıştırıp miyavlattırılan, pençepençeye, tırmık tırmığa dişdişe göz göze getirilip birbirine paralattırılan, kimlik peyinde asıl insan kimliği kaybettirilen şeşer beşerden çok aşağılara çekilmiş vurdumduymaz tekpkisiz etkisiz pısırıklaştırılmış bir güruhuz biz.
Eski camlar bardak oldu Ayşe. Eskiden çay bardaklarının bile bir zerafeti vardı. O çay bardakları ki şimdi çökük şakaklı ince yapılı derisi kemiğine yapışmış aç vatandaş ile dalga geçercesine obez bir kalıba döküldü.
Eski kaşerler lafı mı olur hiç hele bu light meselesi light yoğurt hele Cocacola meselesi ne idiğü belirsiz hayvanların kanı ile rengi tutturulan, ve bir afyon gibi milletimize yutturulan zehir zıkkkım bir içecek ki light olsa ne olur insanımız çoktan softlaştırıldı.
Anamızın ak sütü gibi memleketimizin bağlarından üretilen rakı şarap her yerde aforoz edilip lanetlenir de niçin din ehlinden bir yigit çıkıp da meydane şu içtiğiniz zıkkım da haramdır diyemez
Bu şiir beni sabaha kadar konuşturur Bu güzel dizelerini okurken aklımdan geçenler de sayfana hediyem olsun arkadaşım
beğeni ve çok sevgimle etik estetik ve harika bir karamizahtı
ay ışığında yazılmamıştı belki ama gün ışığı kadar gerçekti
kutlarım
kardanadam tarafından 7/22/2009 10:39:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
farzedin ki ben geldim... üzerimde patikalarin tozu ... yaylalarin kokusu ... gürül gürül dereler vardi yani basimda ... deli deliakan bir dere ... elimde kardelenler ... ben geldim dostlarim ... o daglari astim da geldim... sevgi dolu sirtcantamla .... ne riya vardi ...ne yalan ... ben gldim dostlarim... gözlerimde yaslar ... yüzümde o cocuk masumiyeti ... özümde ... sözümde mana .... ben geldim dostlarim....ben geldim..............
gelmeyiz demişim:)))) nedense sana yazarken harf lere dikkat ettikçe daha çok hata yapıyorum :)))) şiirlerimden sonra yorumlarımıda düzelteceksin bu gidişle:)))) GELİYORUZZZZZ bak kocaman harflerle yazdım üstad can dost ZERRE...sevgimle...
Sevgili Fikret Dostum Doğa insanı doğallaştırıyor Bu kaptı kaçtı şehir yaşamı bozuyor insanımızı O yüce dağlara gidiversek şimdi de çıkarsan bizi zirvelere yeniden keşfetsek güzellikleri çok sağol sevgimle ve özlemle daima
Her canlının eksiği, gönül yamaları, açlığı vardır ben gibi elbette...Okyanus’lara sarılmak isterken, ufak dalgaları görmezden gelir, ya da korkarız kaç kulaçla boğulduğumuzu bilmekten kaçınırız...
Sevda sudur oysa, akar yolunu bulur, yüzenin can simidi nefesidir...O su ki bir yerlerde gölet olur göz pınarlarımızdan. Birileri yıkanır, birilerinin ayakları kirlidir çamur olur, güneş kurutur balçık_dalçık olur...Ördek su’ya daldı zil çaldı denir çocukça...
Kimimiz kendimizi uzun uzun anlatmayı övmeyi severiz, doyurmak, beslemek için yüreği, kimimiz ti’ye alırız kendimizi, kimimiz çok mütavaziyizdir... İnsan anlatımları, yaşadıkları, yaşattıkları ve geride bıraktıkları kadardır diyenlerden oldum hep...Dil herşeyi söyler biliriz, duyarız, üzülürüz, seviniriz elbette... Ya emek, ya hoşgörü, ya insan yanı, ya eylem, ya düşünce, mütevazilik onlarda ayrıntılarda konuşur sessizce...
Bazen güldürürler bıyıkaltı, bazen sakal olur gülmeler, yaşam böyle sürüp gider, bazı showları izleyenlere iyi seyirler...mavi yağmasa; yeşiller, çiçekler açar mı acaba..?
****insan nasıl tartılır, kim tartar...?
KAÇ GRAM EDERİZ DEMİŞTİM BİR YAZIMDA...VAROL SEN CAN ARKADAŞIM...
farzedin ki ben geldim... üzerimde patikalarin tozu ... yaylalarin kokusu ... gürül gürül dereler vardi yani basimda ... deli deliakan bir dere ... elimde kardelenler ... ben geldim dostlarim ... o daglari astim da geldim... sevgi dolu sirtcantamla .... ne riya vardi ...ne yalan ... ben gldim dostlarim... gözlerimde yaslar ... yüzümde o cocuk masumiyeti ... özümde ... sözümde mana .... ben geldim dostlarim....ben geldim..............
gelmeyiz demişim:)))) nedense sana yazarken harf lere dikkat ettikçe daha çok hata yapıyorum :)))) şiirlerimden sonra yorumlarımıda düzelteceksin bu gidişle:)))) GELİYORUZZZZZ bak kocaman harflerle yazdım üstad can dost ZERRE...sevgimle...
Sevgili Fikret Dostum Doğa insanı doğallaştırıyor Bu kaptı kaçtı şehir yaşamı bozuyor insanımızı O yüce dağlara gidiversek şimdi de çıkarsan bizi zirvelere yeniden keşfetsek güzellikleri çok sağol sevgimle ve özlemle daima
Her canlının eksiği, gönül yamaları, açlığı vardır ben gibi elbette...Okyanus’lara sarılmak isterken, ufak dalgaları görmezden gelir, ya da korkarız kaç kulaçla boğulduğumuzu bilmekten kaçınırız...
Sevda sudur oysa, akar yolunu bulur, yüzenin can simidi nefesidir...O su ki bir yerlerde gölet olur göz pınarlarımızdan. Birileri yıkanır, birilerinin ayakları kirlidir çamur olur, güneş kurutur balçık_dalçık olur...Ördek su’ya daldı zil çaldı denir çocukça...
Kimimiz kendimizi uzun uzun anlatmayı övmeyi severiz, doyurmak, beslemek için yüreği, kimimiz ti’ye alırız kendimizi, kimimiz çok mütavaziyizdir... İnsan anlatımları, yaşadıkları, yaşattıkları ve geride bıraktıkları kadardır diyenlerden oldum hep...Dil herşeyi söyler biliriz, duyarız, üzülürüz, seviniriz elbette... Ya emek, ya hoşgörü, ya insan yanı, ya eylem, ya düşünce, mütevazilik onlarda ayrıntılarda konuşur sessizce...
Bazen güldürürler bıyıkaltı, bazen sakal olur gülmeler, yaşam böyle sürüp gider, bazı showları izleyenlere iyi seyirler...mavi yağmasa; yeşiller, çiçekler açar mı acaba..?
****insan nasıl tartılır, kim tartar...?
KAÇ GRAM EDERİZ DEMİŞTİM BİR YAZIMDA...VAROL SEN CAN ARKADAŞIM...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.