2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1383
Okunma

Dünü bıraktım mazinin tozlu sayfasında.
Yeni bir güne başladım garip duygular arasında.
Peter Hille Sokağında beş numaralı bir odada,
Kandil gecesi bir haziran akşamında,
Hasreti vururken saat, çeyrek varken umuda,
Sana yazıyorum yine Canım Annem...
Yeni geldim camiden,çıkardım demliği yerinden,
Unuttum sanma sakın;öpüyorum gül kokulu ellerinden..
Bak anne, işte kaynamaya başladı su,
Lakin bir garip çıkıyor sanki buğusu
Buhar değil, odama hasret dolmakta
Demlikte su içimde hasret kaynamakta
Hasretin içimi yakan KOR be Anne...
Gece üstüme üstüme geliyor, kuşanmış dert yükünü
Bilsen... bilsen nasıl bekliyorum sana kavuşacağım günü
Bir saniye Bekle anne, demliği alayım ocaktan,
Yoksa su kalmayacak kaynamaktan
Bu akşam demlikle bir benzelik var aramızda
O tükendi kaynamaktan ben ise ağlamaktan
Bu gurbetlik ZOR be Anne...
Gece üstüme üstüme geliyor demiştim ya...
Hani dert yüküyle birlikte.
Evet anne, anlamadığım bir hüzün birikti içimde
Nereye baksam cam kesiği acılar...
Geceler düşman sanki bana,bir de yok mu şu rüyalar....
Her gece ölüyorum garip bir biçimde!
Gel de bu rüyayı YOR be Anne...
Hayaller kurmuştum anne, hepsi de mutluluk üstüne,
Gelmeyecekti acılar böyle hep üstüme üstüme
Hep bir umutla beklemiştim baharın gelişini
Görmeliydin ne güzellikler hayal edişimi,
Ama hayaldi işte anne, gerçekler böldü düşlerimi,
Bilsem de boşunadır bütün bu dertleniş.
Sukut-u hayali bana SOR be Anne...
Geç oldu anne, yarın dersim var.
Hem demlikte çay da kalmadı artık.
Şimdi bi çay daha demlemeyeyim iyisi mi!
Satırlarıma son verirken öpüyorum ellerini .
Yolluyorum sana sevgilerin en güzelini.
Unutma beni dualarında, bu gece kabul mevsimi...
Dualar çevrilmezmiş bu gece geri.
Kimseler , görülmezmiş HOR be Anne...
Hoşcakal ANNE!
Hoşcakal