bir sevdayı daha
pullayıp atıverdin posta kutusuna
adres,
hüzün sokağı herhangi bir numara
anlayacağın beni de postaladın,
imzalayıp fermanımı ayrılık makamına

oysa ki ben sana tutukluyum hala
şimdi her bakışımda beraat isteyen ifadeler
yüzümde infaz bekleyen bir mana
acıtıyor bileklerimi saçlarından kelepçeler
dokunmak istiyorum,
buz gibi bakışlarının önünde duran,
kirpiklerinden parmaklığa

senle de senden önce de
cam kenarı sevdalar yaşadım hep
ayrılığa uzak olsun diye...
fakat yine de,
adı konmayan bütün yolculuklarda
acil çıkışlarına şartlandı bu yürek
belki gayriihtiyari
belki de bilerek...
hiç olmazsa yolun sonunda terketseydin beni
ya da sona birkaç durak kala
yüreğimi camlara devirerek...

oysa ki ben sana vurgunum hala
tek nefesle dalıyorum hayalinin derinlerine
vurgun yiyorum dönüş yolunda
nefesim yetiyor ama,
umudum yetmiyor ciğerlerime
solumak istiyorum hayat öpücüğümü dudaklarından
fakat dudakların başkalarının da aklında

bir sevdayı daha
pullayıp atıverdin posta kutusuna
adres,
ha alacakaranlık bir şehir
ha çıkmaz bir sokak sensizliğe dair...
anlayacağın beni de postaladın
beş para etmedi gözünde gönül dolusu cevahir...