"İsyan edesim geldi Rabbim ne olur yeter"

Şiirin bütünsel burukluğunun ötesinde tırnakladığım yukarıdaki dize neler getirdi aklıma

Günümüzün yaşayan en değerli bestecilerinden Dr. Alaattin Yavaşça'nın hicaz makamında adeta yas tutar gibi enfes bir bestesi vardır.
Bu bestenin adı: " Kimseyi böyle perişan etme Allah'ım yeter"
Bu bestenin güftesi "Ne günah etse açılmaz iki gönlün arası" adlı şarkının da sahibi olan A. Yavaşca'nın doktor arkadaşı Rahmi Duman'a ait.

Korkunç terör günlerinde fidye için Rahmi Duman'ın küçük oğlu kaçırılır.
Cemile ve Rahmi Duman çifti perişandır.
Bu aşamada Rahmi Duman aşağıdaki sözleri yazar.

"Kimseyi böyle perişan etme Allahım yeter
Uyku tutmaz bir ümit yok gelmiyor hiçbir haber
Ağlamaktan gözlerim etrafı artık görmüyor
Hazreti Yakuba dönderdi beni hükmi kader”

Alaattin Yavaşça bestelediği b şiir günümünüzün en sevilen hicaz şarkılarından biridir.
Mutlaka dinlemenizi öneririm. Yukarıdaki Sn. Zehra Bardakçı hanımefendinin sızısını dillendiren şiire de rehber bir şarkıdır.

Kimimizin sevdiği kanserden gidiyor, kimimizin canı sulara sellere karışıyor. Geride hüzün, eksik kalmış tamamlanamayan sevgiler, mutluluklar... Rasyonelliğine rağmen yer yer sızlalayan kalpler, pınar sularının artık dayanamayıp toprak yüzeyine kendiliğinden taşması gibi.

Sayın Bardakçı'nın şiirinin duygusal koşutluğuyla kimbilir kaçımız aynı durumdayız.
Hani demiş ya Fransız Andre Jide: "Sanat baskıdan doğar"
Yaşanılanların hüzün baskısı da hep böyle içli şiirler doğuruyor.

Duygularım şelale okudum şiiri, bunlar geldi aklıma gönlüme.