3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
955
Okunma
Bir gün aldanırsan dünyanın sahte cazibesine
Bir yıldız yahut bir göktaşı gibisinden
Kapılırsan çekimine yerin
Vazgeçersen yani
Yıldızlardan galaksilerden ...
Bastığında ayaklarını dünyaya
Ayaklarının altındaki cismi
Tanımak için eğdiğinde kafanı
Meşe yaprağını keşfe çıkmış bir karınca göreceksin orada
Sular çekti seni
Pınarla dereler nehirler
Denizler Gökyüzünün gölgesine benzettiğin okyanuslar
Daldın uçsuz bucaksız derinliklerine
Sonu gelmez bu mavilik ürküttü seni
Çırpındın
Bir parça kuru toprak
Pir parça kuru taş için paraladın kendini
Bayıldın
Uyandığında bir adada buldun kendini
Keşfe çıkayım dedin
Her taşı kaldırdığında ben çıkıyorum altından
Her çiçek benim kokumu taşıyor
Sıkılıyorsun sonra bu dünya denen sulu toprak parçasında
Yer çekimine inat ayın hemen altındaki yerine gidiyorsun
Venüsün yanına
Gözlerin beni arıyor
Kapılmadan önce cazibesine
Dünya denen kahpenin
Binlerce ışık yılı dünyayı birlikte izlediğimiz yerde ben yokum
Vaz geçtim gökyüzün den dünyayı seyirden
Dünyadan seni seyre mahkum ettim kendimi.
Yalnızlık üzüyor seni
Ağlıyorsun
ıslanıyor Dünya ,Başkaldırıyor başaklar
Yağmur diyor insanoğlu
Sen ağlıyorsun
Sonra sana dünyadan haykırışlarımı yolluyorum
Bir albatrosun üstünde görüyorsun beni
Gülüyorsun
Güne bakanlar sana dönüyor
insan oğlu güneş diyor
oysa sen gülüyorsun
5.0
100% (1)