21
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1385
Okunma
Kurumuş bir yaprak buldum Firuze
O kuru yaprak da göz yaşları var
Bitek yalısında Halil İbrahim
Onun da dağlara yaslanması var
Bir sevda türküsü esiyor serde
Tuna boylarında atan bir yürek
Ayrılık hasreti esiyor deli
Gün gelir bu hasret biter diyerek
“Nasıl yar diyeyim ben böyle yâre
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Âlemin bağın da bülbüller öter
Nidem benim gülüm solduktan sonra”
Ah bu türküler canım, yaralar beni
Hele sen yumruğu vur döşün üste
Yine bak başımda yel deli, deli
Uyku yok gözümde gittin gideli
Çağla deli gönül sen hele çağla
Kaybol git hasretin çığlıklarında
Boş bakışlarım da buz tutar umut
O kara gözleri sen gel de unut
Atarım kendimi karanlıklara
Zından karasında kaybolmak için
Ey Firuze nedir senden çektidiğim
Yetmedi mi kanlı yaşlar döktüğüm
Yıllar oldu yollarına baktığım
Bir kayaya yosun olsam çürürdüm
Demir olsam pas tutardım erirdim
Sevdalınsam seni bir kez görürdüm
Çekip gitsem deli poyraz yel olsam
Toprak olsam,yaşadığın il olsam
Bahçende de yeni açan gül olsam
Sever miydin bir bebeye dil olsam
Ah firuze bilmiyorsun çektiğim
Yetmedi mi kanlı yaşlar döktüğüm
Gelem desem bilmiyorum yerini
Kim söndürür yüreğimde hârımı
Geçen yıllar verin artık yârimi
Şimdi artık viraneyim hastayım
Ey Firuze yıllar yılı yastayım
Gün olup da tutamazsın elimi
Duyacaksın eller bulur öümü
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (7)