4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1425
Okunma
Gün bitti, gün/eşim gitti, şimdi kurşuni gökyüzü
İçimde devrik dağlar, hüzün kaplı iki yüzü
Bir mayın artığı, bir şarapnel parçası ayrılığın yüzü
Karası kömür, bakışları ömür gözlü yar
Örttüm üstüme gözlerini, sen tasalanma...
Yitik umutlarımın ardında bıçak sırtı kaygılarım
İstim üstündeyim, zor bela yolunda ayaklarım
Vuslat ile ayrılık kördüğüm, kangren yaralarım
Tuz bastım, son gülüşüne sardım sarmaladım
Bağladım yüreğimi saçının teline, sen tasalanma…
Yastığının üstünde öylece duruyor başının izi
Gece korkular içinde, düştü, düşürecek düşlerimizi
Bir deli rüzgâra yükledim hasret türkülerimizi
Bir gurbet dinlesin bir sıla duysun sesimizi
Dudaklarına mühürledim dudaklarımı, sen tasalanma…
Yokluğunda an be an uzayıp durur gecenin karası
Bir varmış, bir yokmuş misali firkat ile vuslat arası
Ateş üstünde yürümekten beter kanar kalbimin yarası
Gittiğin yer cennet, bilesin ki sensiz cehennem burası
Yollarına ektim umutlarımı, sen tasalanma…
Mehmet Sabri’yim, sabrı kalmadı gayri bu işin
Kör bıçak gibi saplandı sineme gidişin
Akşam vakti sen alırken yerini güneşin
Bir taze bahar olacak bilesin ki gelişin
Yollarına diktim gözlerimi, sakın geç kalma…
Mehmet Sabri Kılıç
06 Haziran 2009/Kocaeli
5.0
100% (1)