1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1276
Okunma
LİSAN-I DELİ
Zamanın delirdiği an
Dağların ova, ovaların deniz, denizlerin dağ olduğu an
Ağaçların kalkıp yürüdüğü, insanın sus pus olduğu an
Aklın kemali aşıp, dahinin delirdiği zaman
Bülbülün şakımayı bırakıp, lisana geldiği an
Sırların tek tek ortaya döküldüğü
Sırı saklayanın ateşte yandığı
Siyahın aklandığı, beyazın sarardığı
Öyle bir an ki belki bir asır
Nefesin yük, halin yaman o an,
İşte o an yani şimdiki an
Sen yatağında tek başına çıldırırcasına
Düşünmeden edemeyip, düşünmeyi beceremeden
Zaman akıp giderken aslında sen en başındaki anda durup dururken
Ateşe yanmış bedenim ney gibi canına inlerken
Nefesin tenime deyip neye ses verir gibi bana ses verirken
Ateş olan sırrımı ızdırapla dökerken yatağına
Zamanın delirdiği
Bedenimin bir mezarda çürüğü an
Ruhumun cehennem mi cennet bilmem ama sensizlikten firari olduğu an
Yatağına kaçıp gelirken
Ben sana kaçıp gelirken sen benden kaçıp giderken
Düşünmeden, düşünemeden sen benden giderken
İşte o an işte tam da zamanın delirdiği an
Ah can
Canım canına yar diyemeden maddeden giderken
Üşüyor muyum, yanıyor muyum, ölü müyüm diri miyim
Bilmeden ne haldeyim
Bu zamanın delirdiği an tek bildiğim
Hala seni çok sevdiğim…
Görkem ÖZCAN
[email protected]
5.0
100% (1)