Bilmemki neden boyanır insanlar? Boyandıkları ile kalmayıp Boyarlar çevrelerini. Yoksa bende mi boyalıyım, Boyalıyorum çevremi? Ah duruluğa saflığa muhtaç yüreğim.. Çocukluğumu yaşadığım mahallem, Mahallemin insanı. Yanlışların bilmeden işlendiği, Ağızdan çıkan küfürlerin bile Safçasına atıldığı. Annemin bir gecede diktiği Bayramlık basma elbisem. Nerdesiniz? Oyuncaklarımı ellerimle yaptığım, İnşaat kırıntıları arasından topladığım Tahtalar,çiviler,teller Bitmesin diye çakımla açtığım Kurşun kalemim, Renkli kokulu silgilerim, Saman kağıdından defterlerim, Nerdesiniz? Deliksiz uyuduğum Yastığım,yatağım, Sabah yüzümü okaşayan güneş, Sanki yıllarca süren uzun günlerim, Nerdesiniz? Yediğim domatesin lezzeti, Her yemeğin yanında kırılan Kuru soğan Ya kümesten yakalayabilmek için Peşinde koştuğum sarı tavuk Nerdesiniz? Öğle uykusuna yatırabilmek için Azarlayan ablam Akşam karanlığına kaldığım için Elinde sopa ile koşturan babam Sokakta oynamaya doyamadığım arkadaşlarım Ah çocukluğum, en güzel günlerim Nerdesiniz?
Nilgün KURT GAZİEMİR
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bu özlem dolu nserzenişiniz için kutluyorum sizi ve sayfanızdan kaçmadan önce papatyalarla erguvanlar döküyorum sayfanıza ki yokluğumda buram 8buram misler gibi koksun diye...
Ellerim kâh şakaklarımda, kâh birbirine kenetli gözlerim bedenimin dışında sinema şeridi gibi hayatımın her sahnesini birkaç kez geriye sararak düşünüyorum…
Çocukluğumu düşlüyorum; sarı saçlı bebeğim, şirin kırmızı bisikletim, mahallede beraber top koşturduğum arkadaşlarım ve adıyla bile gülümsediğim Lafontene kitaplarım… Çocukluğuma dair her şeyi o kadar çok özlemişim ki çocuklar için şimdi sıradan olan birçok obje benim için bulunmaz Bursa kumaşı gibi geliyor.
Bebekler…bezden ya da kilden ya da başka şeyden yapılır;ama hepsi de kız çocuğu için en şirin varlıklardır…Her ne kadar cansız olsa da bebeğim çok şirindi o zamanlar ve en iyi arkadaşımdı benim.Ben de Şirin diye severdim. Ne de güzel vakit geçirirdik onunla… Ben uzun saçlarını örerdim, ve annem kumaş parçalarından elbiseler dikerdi Şirin’e…Adı şirinliğinden mi yoksa “ŞİRİNLER” den mi geldi ? daha önce hiç düşünmedim.O ne zaman ellerimde olsa ben hep gülümserdim dünyaya, hatırladığım sadece buydu.
Akşamları masallar anlatırdı annem ve ben dünyanın masal dünyası gibi olduğunu düşünür kaygısızca öpücükler kondururdum annemimin yanaklarına hem de ıslatarak.... Çok sevdiğim kırmızı bisikletimle gezmek sanki dünyaya sahip olma gücü ve özgürce dolaşma hakkı veriyordu bana. Severek ve korkusuzca sürerdim sokaklarda…Sanki sokakların efendisiydim.Daha o zamanlar nasıl asi olacağımın göstergesiydi bisiklet kullanma tarzım.Pervasızca hızlanırken ellerimin her ikisini de bırakarak hava atmalarım karakterime kabına sığmaz olarak silinmemek üzere yazıldı.
Geçmişi düşünürken mahalledeki çocuklarla oynadığım futbol maçlarını es geçmem hiç mümkün mü ?En tatlı zamanlarımdı elbette. Belki şimdilerde futbol tutkunu olmam çocukluğumdan kalan erkeksi hobilerimden kalan şikayet etmediğim mirastır.
Hayatın yumağını ileriye doğru sararken , süvari misali birbirini kovalamaya başladı Yıllar...Ben artık o küçük hırçın kız değildim ve hayatın bize anlatıldığı gibi olmadığını çok çabuk öğrendim.Bisikletimle yaptığım akrobatik hareketler de maçlarda attığım çalımlar da hayat denen rakibe hiç işlemiyor.
Bir de aşk yarası alınca insan kanadı kırık serçe misali çırpınıyor...Sesini kendinden başka kimse duymuyor; ya da kimsecikler aldırış etmiyor.Hayat ofsayttan attığı gol ile 1-0 önde...Yeniliyorum şimdi yanlış hakemle yalan zamana... Çocukluğumu düşünüp dalıp gitmişken maziye, bir de hayat sahama giren yalancı taraftardan yediğim darbeyi gözümün önüne getiriyorum. Belki de bu darbe beni kendime getirdi.Artık hiçbir maça hazırlıksız çıkmayacağım…
Çocukluğumdaki ha bez bebek Şirin… Ha tribünlerden sahaya maskeyle giren çılgın taraftar… Ben artık bebekle de topla da oynamıyorum.İkinizi de iyi kötü hatıralarla zihin çöplüğüme attım.… ARTIK RAHATIM.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.