‘’ Siz okurken bu satırları melekler uçuracak bütün topal düşleri sonsuzluktaki yuvalarına. ‘’

Hiç tutturamadım loto
En fazla üçte kaldım.
Kazanamadım piyango
Arada bir amorti
Favorim bütün atlar
İkinci geldi daima
Ne zaman
Olta atmayı düşünsem denize
Oltanın ucunda balık görsem
Hep yasak mevsimi olur bütün suların
Soğuk ve rüzgarlı gecelerde
İçim çekilse sıcak düşlesem
Rüyalarım da cimri davranır bana
Her ne zaman görsem
En şöhretli şair ben
En çok okunan yazar olmuşum şöyle
Nerede çürük yumurta olgun domates varsa
Uyanırım yüzümde dehşetle öyle
Herkes hızlı trene bindi
Vardı gideceği her yere
Bense kör sağır hatta marşandiz
Mendille bakakalmışım böyle
Annemden
Çokça terlik bolca nasihat yedim
Sonra
Köşe bucak ev kaçmaca
Topallayan düşlerim
Hatırı sayılır aklımla
Pekçe seven kalbim
Genç ve çocuksu
Dört göz halimle
Okumak da kadere yandı tövbe
Şimdi lenslerim göz tenimde
Zemheride yaz
Ağustos’ta kış düşleri
Takılır aklıma
Beş taş oynamak
İp atlamak
Şeytan uçurtmamın ipini tutmak
Çocukluğumu isterim
Bana göre
En Süpermen adam
Mahallenin postacısı
Ömer efendiydi
Kolay mıydı taşımak
Onca gurbet kahrını
Mektupların her halini yaşamak düşünürsek
Binlerce kilometre yol
Yorulup acıkıyor
Sıcaklı yor ve üşüyorsun
Sevindirip üzüyorsun
Ve söyleniyorsun
Gözü kara her boşluğa
Önce yüz bin fit aşağı
Düşüyorsun kendine
Bulutlar sanki buz kütlesi
Bazen de duştur nefesi
Kıskanır seni güneş
Buluttan geçerken sen
Saklambaç oynamak
Körebe olmak ister
Ses dersen saniye adım gitmez
Nasıl inanmayayım şimdi
Kader çekimine
Çivileme hakkım varken
Yumuşak iniş neyime
Üzülmem ki asla
Canımla gömülsem de toprağa
Ruhumu sonsuzluğa
Yuvama uçurabilmişsem eğer…



Zaman mı? Ağustos Beş İki Bin Altı
Harap olmuş yan yatar benim gibi-


Sabiha Rana