4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1453
Okunma

korkaklık kitabına adımı yazdırmaya doğru yol alıyorum
içimde bin bir nefret ve ürperti veren karanlık hikayeler
uyanmaya çalışıyorum ellerimi bağlamışlar çoktan
dört yanı kanla çevrilmiş bir adadayım sanki
delirmek yaşamanın diğer kalıplaşmış biçimi
adım atmak kolay sonunu düşünmedikçe
sanki ileride mavi bir hayal bana yön veriyor
adımlarım hızlanıyor ve bir tuzak buluyor zayıf bedenimi
gözümü açtığımda bir kuyunun içindeyim
her yanım kara çamurla kaplı
kurtulmaya çalışsam daha çok batıyorum uçsuz kuyunun dibine
yukardan insan sesleri geliyor ama duymuyorlar beni
hepsi sağır olmuşlar yada benim sesim onları irkiltecek kadar ağır
tam her şey bitti derken yine o mavi hayal uzatıyor elini
tanıyorum aslında bu hayali
evet... bu çok zaman önce kaybettiğim -kendim-
birden uzaklaşıyor benden koşuyorum’ kendimin’ peşinden
bir uçurum kenarına yaklaşıyoruz duruyor
derin bir nefesle yüzüme bakıp gülüyor
neden gülüyorsun diyorum ?
beni umursamadan gülmeye devam ediyor ve derin nefesle uçurumdan atıyor kendini
bende atlıyorum peşinden ilk defa korkusuzca
o hala bana bakıp gülümsüyor
‘neden?’ diye haykırıyorum neden yok olmak istiyorsun ve yok olurken gülebiliyorsun
tebessümle ‘anlamadın mı ben ölebilirim ama sen her zaman yaşayacaksın ‘diyor
birden düşünüyorum ve zaman duruyor
yağmur taneleri gözyaşlarımla karışıp kayaları parçalıyor
yıllar önce kaybettiğim kendim ise yok olmaya doğru ilerliyor sevinçlice
kayalıklara çarpıp yok oluyor umursamaz bir şekilde
ben ise haykırıyorum yeter uyanmak istiyorum diye...
ama uyanamıyorum,
her uyandığımı sandığımda başka bir rüyada olduğumun farkına varıyorum