7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1392
Okunma
Sanki; beklediğim geldi bu gece
Usulce kapıdan, girdi anîden
Gözlerim kamaştı, tutuldu hece
Uzattı elini, verdi anîden.
Yaklaştı; omzunu, omzuma sürttü
Eliyle dokundu, sol yandan dürttü
Bir şey diyemeden, şark diye örttü
Kapı mandalını, sürdü anîden.
Dedim; “melek misin, yoksa peri mi?”
Dedi; “canım feda, yüzsen derimi
Sana adamışım, her bir yerimi”
Bana unutturdu, derdi anîden.
Ömrümde içmedim, sarhoş olmuştum
Biraz toparlandım, ama bir hoştum
Ben zaten yaralı, garip bir kuştum
Yıkılmış taşları, ördü anîden.
Öylece dikildim, kaldım çaresiz
Böylesine; yürek, olmaz paresiz
Ne fazla, ne eksik, sözüm firesiz
Sevindin mi diye, sordu anîden.
Düşmanı; heyacan, canavar başlı
Yokuşta tekleyen, oldukça yaşlı
Atışı frenli, yolları taşlı
Kalbimi; derinden, vurdu anîden.
Nerde şimşek varsa, o gece çaktı
İçimi kavurdu, kor gibi yaktı
Yüzüme, gözüme, iyice baktı
Onu sevdiğimi, gördü anîden.
Dedi; “ senin için, geçerim serden
Memleketi sorma, çok uzak yerden”
Tir- tir titriyordum, üşüdüm birden
Üstüme kendini, serdi anîden.
Necati rüyada, kendini buldu
Uyandı; sacını, başını yoldu
Yıkıldı yeniden, tarûmar oldu
Dünya gerçeğiyle, durdu anîden.
Necati OCAKCI
03.05.2009
5.0
100% (1)