4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1352
Okunma
Klâsik şiirimizden,’gazel’ formuna uymaya çalıştığım bir deneme...
Dök zülfünü, ben yanayım güzelim, hârlar içinde
Sen goncalar aç sînende, pembe baharlar içinde
Nice yâre meyletmişken kader güldü de yüzüme
Felek seni nasîp etti âşıka yarlar içinde
Kaynasın sevdân yürekte, gönül tütsün duman duman
Gel, gül endâmın belirsin tüten buharlar içinde
Can dayanmaz teşrîfine, hele şöyle süzül de gel,
İnce belden kıvrılarak hayrân nazarlar içinde
Her âşığın yüreğinde sevdiği yüz nigâr olur
Sen gibi bir sûret yoktur onca nigârlar içinde
Sarsın da sevdân dört duvar, esîri olsun bu gönül
Kalsın bir ömür boyunca hep o duvarlar içinde
Bunca diyâr gezdim,gördüm; her biri irem bağınca
Sevdân gibi diyâr olmaz, bana diyarlar içinde
Bakma güzelim âğyâre, gitme sakın yâd ellere
Öksüz koyup şu gönlümü, hep âh-u zârlar içinde
ÜNAL BEŞKESE
hâr : yakıcı, kavurucu sıcak
nigâr : resim,sanem
sûret ; yüz,çehre-resim
ağyar : başkaları,yabancılar
âh-u zâr: yüreği yanarak ağlamak