3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
883
Okunma

Dikildi karşıma, bir zalim gurbet,
Sordu otağımı, sersefil etti.
Bin yıllık yurdumu, etti virane,
Vurdu konağımı, sersefil etti
Köyde akarsuyum, deli akardı,
Sabahın seheri, bülbül öterdi,
Taze nane ile gülü kokardı,
Derdi şu bağımı sersefil etti
Koyun kuzusuna, otlak arardı
Dağları taşları, kekik sarardı
Anam sac üstünde, dürüm yapardı
Kor’du, ocağımı, sersefil etti
Dün gittim köyüme, gördüm dereyi
Ağlamadan nasıl deyim nereyi?
Biçmeye gittiğim, yeşil merayı,
Sardı orağımı, sersefil etti.
Çıkınca sokağa, sesler var idi.
Düğünde dernekte, ordu yürürdü.
İnsanlar damlarda, karlar kürürdü.
Kırdı küreğimi, sersefil etti
Pınarlar, dağların, gözleriydiler.
Bülbülü, bağların, sözleriydiler.
Harmanı, köylerin, düzleriydiler.
Sürdü evleğimi, sersefil etti.
Yıldırım, sus artık, sıkma canını.
Görsen Anayurdun dört bir yanını…
Hala çağırmakta kalanlarını,
Burdu ayağımı, sersefil etti.
(2009 Konya)
Tayyar Yıldırım
5.0
100% (1)