17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1844
Okunma
Parmak uçlarının sürümü kadar peçeteye
Yağlı, portakallı
Bir balona nefesin kadar yaşam
Dokunmak kadar kısa
Anlamak kadar derin kuytu koylarında...
Yosunlu taşlara güvenme
Akan nehirler seni de götürür
Tarihi mozaikler süstür,
Her karesinde neler gömülüdür...
Dokunmak anana, babana
Ağlamak omuzlarında kana kana
Kaybolmak, toplu iğne olmak
Bazen gerekir insanoğluna...
Sanma ki eskici satamaz seni
Sanma ki bileğici bileyleğemez
Törpücücü örseleyemez hüzünlerini
Geçen asude günlerini...
"Babam! seni çok özledim, ayak seslerini
Burun kanatlarını oynatışını, gözlüğünün
Üstünden bakışını, bu evi ararsın deyişlerini
Son nefesinde bile, bana bebekmiş gibi gülümsemelerini...
Ne çocuklarıma sen gibi dokundum
Ne de yaşamın ucundan tuttum
Yaşam hep süpürge oldu elimde
Süpürdükçe, tozlarında boğuldum...
Hayat hep ısırdı çene çukurlarımdan
Oysa hep sen saklıydın,
Bilemedim dokununca diş izleri kalanlardan
Yalnızlığım dut kurusu, pekmezi arayışlarımdan...
Sardunyalara, maydonozlara komut verdim
Her akşam üstü boynunu büksünler istedim
Senden sonra balkonum da hep fesleğen besledim
Kokusunda seni özledim, dilendim, babam! dedim!...
Gül incesi yapraklar düşürdüm göz kirpiklerime!
ayşe yayman