Sensizlikte halimi merak edersen eğer
İki gözden sellerin akışında gör beni
Ayrılığın acısı bin kez ölüme değer
Akşam demi güneşin batışında gör beni

Meftunuyum can tanem servi dalı boyunun
Kuralları çetinmiş hasret denen oyunun
Sürüden ayrı düşen o kınalı koyunun
Kuzum diye melerken bakışında gör beni

Gönül vuslat diyerek kan davası güderken
Söyle nasıl dayansın sen gurbete giderken
Sevda yüklü bulutlar gökte seyran ederken
Şimşeklerin peş peşe çakışında gör beni

Ara ara sor beni bülbüllerin dilinde
Ya da Kerem’i yakan ateşlerin külünde
Bir başıma kaldığım Kays’ın Fizan çölünde
Yüreğin Leyla diye çöküşünde gör beni

Zülfünün bir telinden dünya sevda dokurum
Cümlede seni yazar harfte seni okurum
Gözlerimi kırpmadan od’a meydan okurum
Nemrut’un İbrahim’i yakışında gör beni

Özlemin dalga dalga gelip kıyımı yalar
Kilitlenir bakışım ufuktan öte dalar
Yokluğun zehir olur tarifsiz derde salar
Dervişlerin çileyi çekişinde gör beni