2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1166
Okunma

Kırlar yeşil elbiselerini giyinsin,
Ecel günü, çiçekler rengarenk açsın.
Güneş parlasın, masmavi sema
Bayram etsin! Tepedeki al gelincik, göz kırpsın.
Anlasın artık! Dereninin menekşesi,
Şakırdasın her yerde, cıvıl cıvıl kuş sesleri,
Dere coşup çoşup durulsun,
Şırıl şırıl ninni söylesin.
Hazan vakti istemem, hüzün hatırlatır,
Ayrılış, çürüyüşü andırır, solan her yaprak.
Ötecek bülbül, nağmesi de son olmayacak,
Doğa kışın yalnızlığına bürünse de,
Güneş parlasın, sular aksın berrak berrak.
Ey yüce Rabbim! Aksın semadan nur rahmeti,
Üzerimizden eksilmesin, Resulünün şefaati.
Son nefesimde bahşet! Kelime-i Şehadeti,
Ayetler huşu içinde, dökülsün dudaklarımdan.
Sisli perdeler açılsın, göster bana cenneti,
Billur billur gözyaşım aksın, yanaklarımdan.
Babamı kucakladığı an misali toprağın,
Yanıbaşına uzatılınca kabre, yağmur yağsın.
Çisildesin, damlalar bölünsün bin kere,
“Lailahe illallah” nuru dolsun, avuç açan ellere.
Kuşlar ilahi söylesin, nur rahmeti insin,
Tüm kabirlere.
Figan istemem ardımdan, akıtsalar da gözyaşı,
Hercü merc olsun, bedenim toprakta, gam yemem.
Ne çıkar, dereden alınan taş olsa mezartaşı,
Sana imanımla, kavuşmak dileğim! Ey Rabbim.
"Bu son, "üzülme" demez musalla taşı,
İmam soracak! Nasıl bilirsiniz? Hep aynı hikaye.
Çaresiz,omuza alınıp taşınacak, her kulun naaşı,
İmandan gerisi boş, nede süslü ağıt sermaye,
Kul ne bilsin, helal etsin hakkını! Allah bilir.
Cennet bahçesi ya da Cehennem çukuru?
Açılan kabir.
Sakın avlu içine hapsedilmesin kabrim,
Otlar yeşerir, kuzular yiyemez.
Taşımın yazısını kısa kes, dayanmaz sabrım,
Dalar dünya ehli, fatihasını diyemez.
Bilirim sevenin varsa, ağlayanında olur,
Gidilecek son yol, gerçek kıyamet budur.
Unutamam der de insan bu unutur,
Ama yalvarırım!
FATİHAMI EKSİK ETMEYİN NE OLUR.
1997