1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma
Dalmışsın bir fincan çayın
dibe çökmüş demine
Neler savaşır, niceler barışır
üzerinden neşter geçmiş
koyu kahve gözlerinde.
Dünya durur, dünyalar çekişir
her ah edip ünlemende
Yıldızlar topaklanır
Asılır şefkat kubbene.
En çok beni sarsan yanın
Bildiklerin -ben hiç söylemesem de-
Acımı bin kilometreden çakışın
mıh gibi alnıma
Ele verir evlat yanımı gülüşümde,
Bilsen ne hoş anılar sararım
"annemm!" deyişlerime,
Ne sevdalar eskitirim
Gözlerinden uzak malumun karelerde.
Eğilip de öpmediğin,
silkeleyip de sermediğin
Her hissin şahittir şehadetime:
Tanığım ben sevginin
pazarlıksız, içten düzeneğine.
Gel demiyorsam,
Gelmeyeceğinden emin olduğum zamanlarda,
Kal demiyorsam,
Gidişinin vacip olduğu anlarda,
Sormuyorsam
Berzahtaki dışı toprak, içi sırça
sarayının kapısında,
Nedenini bilişim,
Seni öldüremeyişim anne.
Naz ÇAKIR