8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1197
Okunma
Gün yine bitti… gün yine yanlız…
Sessiz, sedasız…
Yine akşam oldu! Tek başına kalmış yürüyordu.
Dünyanın yükü sanki omuzlarında, hayat mıydı? bu.
Durdu!
Mezarlık duvarının yanından geçiyordu yolu
Sanki
Bütün ağaçlar rüzgârla dost olmuş bir şeyler fısıldıyordu…
Bak buraya, buraya bak!
Kaldırdı başını yanlız dı, bir ürperti sardı korkuyor muydu?...
Bütün mezar taşları karşısında dimdik yükseliyordu.
Bir ses duydu tüm benliğiyle…
Yaşıyorum diye sevinme! Havai hevesle…
Son durak burası…
Vaz geçilmezlerin mekânı,
Sende vaz geçilmez olduğunda, senide bekliyoruz…
Gelmek istesen de, istemesen de.
Acı, acı gülümsedi kaderine…
Sonra selam verdi
Selamün Aleyküm dostlarım dercesine.
Ölüm ne kadar sıcak geldi, o an ölmek istercesine.
Ne kadar rahatsınız kendi aleminizde
Ama bana lüks diye geçirdi yüreğinde.
Ne vardı? ne götürecekti ki, heybesinde…
Başını kaldırdı baktı gökyüzüne…
Tek bir yıldız bile yoktu, küsmüş müydüler ne?
Verdikleri bir parça ışığı bile esirgemişlerdi işte.
Küçüklüğün değerini gösterircesine…
Ama güneş öylemi!...
Sıcacıktı sarardı, ışıltısı sanki yirmi dört ayardı…
Onlara bırakmıştı koskoca gökyüzünü
Onlarda insanlara gülümsesinler diye.
Güneş
Şimdi, tükürmez miydi? Yüzlerine...
Güneş
Büyüktü, büyüklüğe yakışmazdı ki böyleside...
15/04/2009