2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1219
Okunma

Ağır ağır duşa girdi Alis
Yavaş adımlarla
Yorgun, bitkin, pişman
Biraz da kırgın
Ama bu kez yılların
Sorulacak hesabı vardı
Yüreğinde gizliden bir korku
Ilık su oynaşa daldı
Önce gülen yüzü, ardından saçları
Bedeninde pek alışkın olduğu rahatlık
Ruhunda yedi cihanın fırtınası
Hissettiği çimdikleyen zerreler değil
Diken gibi anılar, acımasız
Kor gibi sıcağın altında
Kıpkırmızı kesildi Alis
Utandı düşününce
Kapalı kapılar ardında yaptıklarını
Kimseler görmez, duymazdı
Utandı düşününce
Perdeye davrandı ürkek bir hışımla
Örtmek için bir çekişte
Tatlı bir buhar sararken vücudunu
Buğulandı o güzel gözleri
Uzun kirpiklerinde küçücük damlalar
Belki biraz tuzlu
Ebruli sabunluğu kayıp gitti ellerinden
Kim bilir, hangi güzel günlerin hatırası
Üzerinde kırmızı bir kalp deseni
Kırılacak diye çok korktu Alis
Nice kırık kalpleri düşünmeden
Ardında bıraktığı
Uzandı ince parmaklar çeşmeye doğru
Yere bastı küçük ayakları Alis’in
Zarif adımlarla
Son bir su damlası süzüldü sırtından
Berrak, temiz, pürüzsüz
İçinde bin ömre bedel günahların ağırlığı
Hüzünlüydü Alis
Bir damla da ahu gözlerinden aşağı