13
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2057
Okunma
gitmelerine alışık değilim
boşluğun kör kuyusuna bıraktın aksini
toprağı dilsiz yollardan çekip gittin
seni sevmiştim oysa seni sevmiştim
filozof kitabı okuyordum seni tanıdığımda
içinde evrenin bilinmezleri yatıyordu
çoktan unutmuştum varoluşu kimyayı cebiri
elimdeydi yıkamıyordum
gözüme sürüldükçe haz veriyordu
kalın kitapların bilgin suratlı kiri
aşktan yaşamdan kaçıp içine saklanmıştım
biliyordum aşkı içindeki gizemli serüveni
çok defa yaşamış çok defa inip çıkmıştım
o ömür törpüsü merdiveni
seni bütün bilginlerin üstünde tutuyordum
üstündeydin platonun avicennanın farabinin
endülüs akşamı gibiydin beş yüz yıl öncesinin
güneş gibi sakin ne imkansız yangındın
neye sığınıyorsam ötesinde bekleyendin
tütün kokar gibiydi bakışların
ruhumu sarhoş eden acizliğe demirleyen
güvercin kanatlı masallar üfleyendin
gitmelerine alışık değilim
bu kent alışamadı yokluğuna ben de
en kadim filozoflar da
sayfalar hala seni anıyor
sayfalarca yazılsan da