İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
sairorhan
sairorhan

İBRET AL FİR'AVN'DAN ...

Yorum

İBRET AL FİR'AVN'DAN ...

25

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2743

Okunma

 İBRET  AL  FİR'AVN'DAN ...

İBRET AL FİR'AVN'DAN ...

Musa ve Fir’avn

Allah, Musa (a)’a seslenir (20/11). Musa’ya kendisinin Rabb olduğunu, kendisinden başka ilahın olmadığını ve Allah’ı anmak için namaz kılmasını emreder (20/14). Rahman, ondan namaz kılarak tevhidi kavradığını pratik olarak göstermesini ister. Musa (a) kıyamet saati ile uyarılır (20/15). Ona bazı mucizeler verilir. En çok vurgulananlar "asa" ve "beyaz el" mucizelerdir. Mucize o toplumda büyük bir silahtır. Bu yüzden Allah, Musa’nın kişiliğine kazandırdığı güzel hasletlerin yanında ona etkili mucizeleri de verir. Mucizeler, engin bir kavrayış ve oturaklı bir karaktere sahip, güvenilir ve iyi bir hatip olan Harun, Musa’nın Fir’avn’a olan tebliğinde önemli unsurlardır. Rahman, Musa’ya tebliğinde yumuşak ve güzel sözler söylemesini tavsiye eder. Belki bu sayede Fir’avn öğüt alır ve Allah’ın azabından çekinir (20/44). Vardıklarında Fir’avn’ın da Rabbi olan Allah’ın elçisi olduklarını söylerler ve İsrailoğulları’nın serbest bırakılmasını isterler (20/47). Ona ahiret azabından bahsederler (20/48). Fir’avn’ın sorusuna karşılık (20/49) Rabbimizin yaratıcılığından ve yoktan var ettiklerinin ancak ona itaat etmekle felah bulacaklarından bahsederler. Allah’ın yaratıcılık vasfının ortaya konmasıyla Fir’avn’ın Rablik iddiası havada kalmıştır (20/50). Çünkü eşyanın yaratıcısı onun zaaflarını, yeteneklerini ve gücünü daha iyi daha şümullüce bilmektedir. Bu cevap ile Fir’avn’ın ilgilenmediğini ve "Peki ya ilk nesillerin hali ne olacak?" diyerek adeta Musa ile dalga geçip alaya aldığını görüyoruz (20/51). Çünkü Musa’nın Rabbi hakkında soru soruyor. Sanki aldığı cevaba iman etmiş gibi konuyu değiştiriyor. Musa "Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi" olan Allah’ı anlattığında Musa’yı cinlenmişlikle itham ediyor (26/23-26). Buraya kadar Musa’nın oldukça başarılı bir mübelliğ olduğunu görmekteyiz. Allah’ın ayetleri karşısında Fir’avn ne kadar yetersiz ve güçsüz bir varlık olduğunu kavramasına rağmen, nefsini aklının önüne geçirmiş ve iman etmemiştir. Küfrün ne kadar kısır görüşlere sahip olduğunu ve ne tür çıkmazlara girdiğini Rabbimiz bize göstermektedir.

Fikri yönden kapasitesinin yetersiz olduğunu gören Fir’avn güç kullanmayı tasarlar ve kendisinin ilah olduğunu vurgulayarak Musa’yı hapishane ile tehdit eder (26/29). Musa (a) zekidir. Fir’avn mantığını doğru yola kanalize etmeye çalışır (26/30). Fir’avn’a suçsuz ve zeki bir adamı cezalandırmak haksız bir davranış olarak gözükür ve Musa (a)’dan mucize göstermesini taleb eder(26/31). Musa (a) ona mucizeleri gösterir. Fir’avn ayetlerin inandırıcılığına rağmen bulunduğu konumu terketmemek için bile bile hakkı inkar eder (17/101-102). Zaten onun niyeti fikri olarak yenemediğini başka bir yönden altetmeye çalışmaktır. Bunun için "bu bilgin bir büyücüdür" (26/34) ve ardından da "Büyüsüyle sizi toprağınızdan çıkarmak istiyor" (26/35) diyerek yine yalanlar. Fir’avn -kendi mantığına göre-iktidarını bir büyücüye kaptırmaktan korkuyor. Peki bir büyücüde bu kadar kudret varsa, neden bütün büyücüleri öldürtmesi gerekirken yalnızca İsrailoğullarını katlediyor?!...

Aslında Fir’avn ve ileri gelenlerin korkuları atalarından aldıkları sahihlikten uzak örfi değerleri kaybetme tehlikesinden kaynaklanıyor. İktidarlarının sarsıldığını hissediyorlar (10/78). Peygamberin davetine şimdiki yönetici ve zengin kimselerin karşı çıkması da bu sebebe dayanmaktadır. Bu nedenle iktidar ve güç sahipleri genellikle çağrılara olumsuz yanıt vermişler, onları reddetmek için çeşitli mazeretler uydurmuşlar, davetçilere türlü türlü eziyetler yapmışlardır. Halbuki onların hurafe dolu inançları, insanları mutlu etmekten uzaktır. Köhne değer ve yapılarını, mustazaf kitlelerin kalplerinde taşlaştırmaya çalışırlar ve evrensel mesajın halk kitlelerine ulaşmasına engel olurlar. Çünkü bu kendi yönetimlerine yönelik bir devrimi de beraberinde getirecektir.

Büyücüler ve Musa

Musa’nın büyücülerle buluşma zamanı bayram günü insanların toplandığı kuşluk vaktidir (20/59). Vaktin tayini Musa(a)’a aittir. Rasulün böyle bir vakti seçmesi o ortamda da insanlara tebliğ etmenin uygun zamanını kolladığını göstermektedir. Büyücüleri Allah’a karşı yalan uydurmamaya davet eder ve azapla uyarır (20/61). Ancak Fir’avn onların etkilenmesini ve misyonlarını terketmelerini önlemek için gizli bir görüşmede bulunarak onları şeytan yolunda mukim kılmaya çabalar. Fir’avn’ın verdiği moral desteğiyle (20/62-64) Allah’ınki kıyaslanabilir mi? (20/68). Ve Musa Rabbinin yardımıyla muzaffer olur. Bunun üzerine büyücüler secdeye kapanarak iman ederler (20/60). Hem de ne iman! Fir’avn’ın onların ellerini ayaklarını çaprazlama kesip hurma dallarına asma tehdidine karşı zerre kadar imanlarından kuşkuya düşmezler. Şerefi ezeli ve ebedi olanın yanında ararlar. Fir’avn zor da kullansa, dayatılan gayr-ı resmi ajanlığa, bir daha geri dönmezler (20/73). Çünkü onların kalbine iman yazılmıştır.

Büyücüler meslekleri icabı büyü ile büyü olmayanı ayırdedebilirler. Onlar iman ettiği halde, Fir’avn’ın iman etmemesi gösteriyor ki Fir’avn inanmak için mucize istemesinde samimi değildir. Musa (a)’ı aciz kılacağını düşünerek böyle bir istekte bulunmuştur.

Fir’avn muvahhidleri altetmek için cedeli, kitle haberleşme araçlarını (büyücüler) kullanmış ve son çare olarak da sadık askerlerini devreye sokmuştur (20/68). Kendisi kesin çözümden yanadır. İktidarını ordusuna ve halkına borçludur. Ama Fir’avn ordusuyla tuzak kurarken Allah’ın ondan çok daha etkili tuzak kurabileceğini (3/154) gözardı etmektedir. Bu durum Fir’avn ve yandaşlarını helaka sürükler (20/78-79).

SONUÇ

Ayetlerin muhtevasından anlaşılmaktadır ki Hz. Musa’nın cihadı ailevi ve etnik etkenlere değil yalnızca nübüvvet kaygılarına dayanmaktadır. O yepyeni bir gelecek yapılanmasında ezilen İsrailoğulları’nda devrimci mücadeleye kanalize edilebilecek bir ruh görmüştür. Ayrıca İsrailoğulları’nın tebliğde öncelikli bir yapıya sahip olduklarını müşahade etmiştir. Çünkü Fir’avn’ın emperyalist yönetiminden en çok etkilenen onlardır ve zulme karşı koymalarında kendilerine önderlik yapabilecek birisini bulma çabası içindedirler. Allah onlara dirayetli, uzlaşmasız bir peygamber göndererek onlara lutufta bulunmuş ve onları kafir Fir’avn’ın zulmünden kurtarmıştır. Ancak onlar kendilerine verilen nimeti unutmuş ve tevhidin birleştiriciliğinden sapmışlardır.

İsrailoğulları denizi geçtikten sonra ortaya koydukları tavırlarla bize bir gerçeği sunmaktadırlar. Bunlar küfre karşı mücadele verirken tevhidin kendilerine yüklediği sorumluluğu tam olarak yerine getirmemekte ve İslam’dan etkilendiklerinden daha fazla Doğu ya da Batı kaynaklı sapık ideolojilerden de etkilenmektedirler. Fir’avn’a karşı bir Marxist, Fir’avn ölünce bir Budist gibi olabilmektediler. Bu da onları birçok hata ve çarpıklığa duçar etmektedir. Çünkü yabancı akımların etkisinde kalan insanlar birbirlerinden kopuk parçalara dönüşmektedirler. Başka fikir akımlarından etkilenenler zamanla değişik kişiliklere bölünerek sapmaya uğramaktadırlar.

Asrımızda da hayatlarının bir kısmını İslami kurallara göre ayarlarken diğer bölümlerini cahili değerlerle doldurup taşıran (bilerek/bilmeyerek) insan gruplarıyla karşılaşmaktayız. Bunların toplumsal alışkanlıkları, iktisadi ve siyasi anlayış ve uygulamaları çoğunlukla başka ideoloji ve dinlerin etkisi altındadır. Bu toplumlara hakim olan anlayış İsrailoğulları’nın ki ile örtüşmektedir.

Musa (a)’ın mücadelesinde şu iki unsur göze çarpmaktadır: a) Adalet çizgisi üzerinde mukim olan tevhid çağrısı, b) Mazlum konumdaki İsrailoğulları’nın tağutun hakimiyetinden kurtarmak.

O, Allah’ın vahyini baz alarak hareket etmekteydi. Usulünü onunla belirliyor, kanunlarını onun istediği doğrultuda koyuyordu. Onun programı Allah’ın dini ve şeriatıydı.

Musa(a)’ın Nuh, Hud, Salih, Şuayb ve Lut peygamberin kıssalarındakinin aksine kavmiyle başlangıçta bir sorunu yoktur. Onun mücadelesi Fir’avn’ın toplum üzerindeki demir yumruğunu alaşağı etme hedefidir. Bir mümin olarak onun İsrailoğulları’nı köleleştirmesini, ezmesini kabullenemez. Fir’avn halkını karşılıksız ya da sembolik ücretlerle çalıştırmaktadır. İsrailoğulları kendi kaderlerini tayin hakkına sahip değillerdir. Bilakis Fir’avn yönetimi altında ezilen, horlanan, köle gibi yaşayan bir topluluktur. Bu da onları sürekli zelilliğe, vakıaya teslim olmaya çağırmaktadır.

Müminlerin sorumluluğu insanları bu tür köleleştirici ve baskıcı vakıalardan kurtararak onların Allah’ın dilediği gibi yaşamalarını sağlamaktır. Müstekbirlerin gücü mustazaflardan kaynaklanmaktadır. Mustazaflar teslimiyet havasından kurtulup özgürlük havasını teneffüs etmeli ve hür olmalıdırlar. Ardından toplumsal değişim üzerine fikir yürütmeleri gerekir.

Müminler, yönetim, hukuk ve kulluk düzleminde hayatı Allah’ın murad ettiği şekilde ıslah etmeye çalışan insanlardır. Bunu gerçekleştirirken sahip oldukları takva, bu meselelere anlamlı ve hikmetli tahliller yapabilmesinde önemli bir rol oynar. Müminlerin toplumu dönüştürme planının her aşaması bilinç, doğruluk ve güvenle sağlamlaştırılmıştır. Takva ise müminler nefislerini zorluk sıkıntı ve tehditler karşısında tahammül gücü olan bilinçli bir komuta merkezine dönüştürebilirler. Çünkü baskıcı kafir akıma rağmen yeryüzünün hükümranlığına ulaşmak meselesi ne bir laf ebeliği meselesi, ne bağırıp çağırma, ne infial meselesi ve ne de gözyaşlarıyla yalvara yakara dua etme meselesidir. İman ve samimi bir iradeyle daima Allah’ın lutfunu yardım ve hoşnutluğunu umarak hareket etme meselesidir. Musa (a)’ın kavmi ise henüz bu şuurda değildir. Musa(a)’ya "senden önce de senden sonra da bize işkence edildi." (7/129) demektedirler. Böyle sözler sarfeden İsrailoğulları ile konumları itibariyle örtüşen insanlar işkenceye uğrayınca eziklik ve çaresizlik duyguları daha da artar. Böyle bir durumda sırf eziyetin verdiği acıdan bedenlerini kurtarmayı hedeflerler. Amaçları içerisinde uzun vadeli hedefler dar bir alanı kaplar. Halbuki canlarını mallarını cennet karşılığında Rablerine satan dava adamları böyle midir?!

Rabbimiz bu kıssayla Fir’avn’ın başka bir yönünü açığa vurmaktadır. Fir’avn komplocudur (20/71). Kendisini kadir-i mutlak pozisyonunda görür. Kontrolü dışında bir olay gelişemez sanır. Ancak onun hesabı olduğu gibi Allah’ın da bir hesabı vardır. Fir’avn büyücülerin imanını delilleriyle apaçık gördüğü halde onlarınkini tastik edenlerin imanı gibi görmedi. Tıpkı halklarından gelen değişim, adalet arayışının gerçekten halktan kaynaklandığına inanmayıp sebebi eski/yeni düşmanlarının şahsi komplolarında aramaya yönelen çoğu tağut gibi. Fir’avni tipler inanların akıllarına ve düşüncelerine sahip olmak isterler. İnsanlar yalnızca onların ideolojilerine inanmalıdırlar. Aksi durumlarda düşünce yasaktır. Tevhid ve adalet arayışı içinde olanları bile estirdikleri medya terörü ile müfsid olarak (7/127) tanımlayıp propagandalarını bu meyanda şekillendirirler. Onların Allah’ı birleme, şirki terketme, tuğyanla mücadele etme ve zulmü ortadan kaldırma gibi risalevi çağrıları yeryüzünde fesad çıkarmak olarak telakki ettiklerini görürüz. Fir’avncı düşünceye sahip olanlara göre, Musa (a) ve onun gibiler müfsiddirler. İstikrarsızlık (!) unsuru olan müminlerle mücadele edilmeli panzehir rejimler oluşturulmalıdır.

Rabbimizin hakkı tavsiye eden (103/3) ve tevhidin şahidliğini yapan (2/143) müminlere yardım edecek ve batıl, hakkın karşısında yok olmaktan kurtulamayacaktır.

Fir’avn’ın başına gelen (20/78) çağdaş Fir’avnları da aynı akibete uğratacaktır. Rabbimizin vaadi ne kadar sehamet aşılayıcıdır:

"Biz ise istiyorduk ki o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım onları önderler yapalım ve onları (Fir’avn’ın mülküne) varisler kılalım." (28/5)



Yaratılmış varlığız , milyarlarca hücreden ...
Mükemmel şu yapıtsa , çok uzakta gayeden
Tespih eder her zerre , gece gündüz demeden

---------- Dağ , taş yürür emri ile , nasıl görmez şu insan
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Aldığımız nefese , şükür bile kalır az ...
Gelir çatar hesap günü , ilk suâlse namaz
Sarılanlar ise Kur’âna , yolda hiç kalmaz

---------- Omuzlar üstünde tabut , kalkar bak musalladan
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Kulak duyar , göz görür , el tutar , ayak yürür ...
Dil hem konuşur , hem de kendisiyle övünür
Mal , mülk evlat vermezse , isyan eder dövünür

---------- Yağdırır sağnak , sağnak , Rahmet’i bak bulutdan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Fırtınalı denizden , istediğin kurtarır ...
Mühlet verir kuluna , varlığın hatırlatır
Ortak koşarda insan , kendisin bir şey sanır

---------- Nasıl kabül eder ki , şu nankörlüğü her vicdan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Düşünen insan için , kurtuluş kolay hemen
Çıkar yolsa kurtuluşa , geçiyor secdeden
Bahsediyor ayetlerse , Kur’anı kerimden

---------- Tadacak ölümü bir gün , yeryüzünde ki her can
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Düşürür oltasına , içki kumarla şeytan
Cahil elinde dil ise , çıkartır imandan
Vakitse geçmiş olur , kalmaz tövbeye zaman

---------- Götürür ateşini kendi , giderken dünyadan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Nasıl unutur insan , mahşer’in dehşetini ...
Yiyor bak gıybet ile , ölmüş kardeş etini
Sanma kurtarır seni , döksen de servetini

---------- Bırakma son nefese , çok geç olur biter zaman
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...





( 2009 )

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
İbret al fir'avn'dan ... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz İbret al fir'avn'dan ... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İBRET AL FİR'AVN'DAN ... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
geceyedair
geceyedair, @geceyedair
15.4.2009 22:55:44
şiir iklimlerinde tatlı şiirler dilerim
sağlıcakla kalasın emi
nene hatun
nene hatun, @nenehatun
15.4.2009 22:21:07
Gerçekten emek verilmiş , istifademize sunulmuş güzel bir çalışma.

Ama maşallah sitemiz bu konuda bilinçli ve duyarlı kişilerin bir arada bulunduğu güzel bir yer.

İnsanın kendini yenip , bulacağı güzellikler Allah ın izin verdiği yere ve hâle kadar...

Yüreğinize sağlık.

Saygılarımla.
ahmet umut
ahmet umut, @ahmetumut
15.4.2009 12:33:26
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...

Güzel ve anlamlı......
Kutlarım saygılar
ayse_
ayse_, @ayse-
14.4.2009 23:34:51
Yüreğinize sağlık.Rabbim sizden razı olsun. Çok güzel ve anlamlıydı.

sadece firavun değil ki ;geçmişte peygamberlerimizin mucizelerini hatırladım da . Bir çiçeğe bir böceğe bakıp herşeyde Yüce Yaradımızı görmemiz mümkün .
Rabbimin hikmetinden sual olmaz işte Rabbim hep kudretini bizlere gösteriyor
bizleri doğru yolda ayırmak isteyenlere fırsat vermesin Rabbim!!!
Allah bizlere hayırlı ölümler ihsan eylesin ne diyelim. Firavun gibi zalimlerin eline düşürmesin..
SElam ve dua ile...
onurumsun
onurumsun, @onurumsun
14.4.2009 22:50:01
Aslında Fir'avn ve ileri gelenlerin korkuları atalarından aldıkları sahihlikten uzak örfi değerleri kaybetme tehlikesinden kaynaklanıyor. İktidarlarının sarsıldığını hissediyorlar (10/78). Peygamberin davetine şimdiki yönetici ve zengin kimselerin karşı çıkması da bu sebebe dayanmaktadır. Bu nedenle iktidar ve güç sahipleri genellikle çağrılara olumsuz yanıt vermişler, onları reddetmek için çeşitli mazeretler uydurmuşlar, davetçilere türlü türlü eziyetler yapmışlardır. Halbuki onların hurafe dolu inançları, insanları mutlu etmekten uzaktır. Köhne değer ve yapılarını, mustazaf kitlelerin kalplerinde taşlaştırmaya çalışırlar ve evrensel mesajın halk kitlelerine ulaşmasına engel olurlar. Çünkü bu kendi yönetimlerine yönelik bir devrimi de beraberinde getirecektir.................................

Müminlerin sorumluluğu insanları bu tür köleleştirici ve baskıcı vakıalardan kurtararak onların Allah'ın dilediği gibi yaşamalarını sağlamaktır. Müstekbirlerin gücü mustazaflardan kaynaklanmaktadır. Mustazaflar teslimiyet havasından kurtulup özgürlük havasını teneffüs etmeli ve hür olmalıdırlar. Ardından toplumsal değişim üzerine fikir yürütmeleri gerekir.

Müminler, yönetim, hukuk ve kulluk düzleminde hayatı Allah'ın murad ettiği şekilde ıslah etmeye çalışan insanlardır. Bunu gerçekleştirirken sahip oldukları takva, bu meselelere anlamlı ve hikmetli tahliller yapabilmesinde önemli bir rol oynar. Müminlerin toplumu dönüştürme planının her aşaması bilinç, doğruluk ve güvenle sağlamlaştırılmıştır. Takva ise müminler nefislerini zorluk sıkıntı ve tehditler karşısında tahammül gücü olan bilinçli bir komuta merkezine dönüştürebilirler. Çünkü baskıcı kafir akıma rağmen yeryüzünün hükümranlığına ulaşmak meselesi ne bir laf ebeliği meselesi, ne bağırıp çağırma, ne infial meselesi ve ne de gözyaşlarıyla yalvara yakara dua etme meselesidir. İman ve samimi bir iradeyle daima Allah'ın lutfunu yardım ve hoşnutluğunu umarak hareket etme meselesidir............

Şiirniz muhteşem ama hikaye bölümüne yazmış olduğunuz yazı ise başlı başına bir eser okunması ve anlaşılması gereken.

Özlelikle buraya aldığım bölümleri hepimiz okumalı ve bugün ki yaşamımız ile kıyaslayıp kendimize bir yön vermeyi başarmalıyız.

Yoksa yaşadığımız sürece köle olmak ve hep manda altında yönetilmek zorunda kalacağız.

Bu güzel ve anlamlı eseri paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize

halidun
halidun, @halidun
14.4.2009 12:26:11

o İNCE RUHUNUZDAN GÜZEL BİR ŞİİR ÇIKMIŞ GÖNÜLDEN KUTLARIM...
SELAMLAR.........
baba özlemi
baba özlemi, @babaozlemi
13.4.2009 23:09:26
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



mükemmel dizeler ibret ve ders cıkartacagımız harika şiir...
kaleminiz baki olsun hocam saygılar...
hacı ali
hacı ali, @haciali
13.4.2009 21:18:56
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...

mükemmel olmuş orhan kardeş.
Rabbim ecrini bol verir inşaAllah...
neserselman
neserselman, @neserselman
13.4.2009 21:06:33
çok güzel...ders niteliğinde..tebrik ve .sevgilerimle..
 çetin kabak
çetin kabak, @cetinkabak
13.4.2009 18:44:59
Allah razı olsun dost MUHTEŞEM bir şiirdi
saygılarımla dost
babidim
babidim, @babidim
13.4.2009 14:02:37
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden
***************************************************
Tam ibretlik şiirdi efendim.
Onunası ve ibret alınası...
Teşekkürlerim , saygım ve takdirlerimle...
ahmet sivri
ahmet sivri, @ahmetsivri
13.4.2009 10:30:31
BU GÜZEL ŞİİRLE BERABER VERDİĞİNİZ GÜZEL BİLGİLER İÇİN TEŞEKKÜR EDER İM DEĞERLİ HOCAM MÜKEMMEL BİR ÇALIŞMA KUTLARIMSEAMLAR.

Aldığımız nefese , şükür bile kalır az ...
Gelir çatar hesap günü , ilk suâlse namaz
Sarılanlar ise Kur’ana , yolda hiç kalmaz

---------- Omuzlar üstünde tabut , kalkar bak musalladan
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...


sokak şairi
sokak şairi, @sokaksairi34
13.4.2009 08:53:55
Nasıl unutur insan , mahşer’in dehşetini ...
Yiyor bak gıybet ile , ölmüş kardeş etini
Sanma kurtarır seni , döksende sevetini

---------- Bırakma son nefes’e , çok geç olur biter zaman
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...
...............................
kutlarım hocam çok analmlı ve bilgeceydi şiir
manasını heybemize doldurduk

saygılarımla
varol
varol, @varol
13.4.2009 00:41:53

Fırtınalı denizden , istediğin kurtarır ...
Mühlet verir kuluna , varlığın hatırlatır
Ortak koşarda insan , kendisin bir şey sanır

---------- Nasıl kabül eder ki , şu nankörlüğü her vicdan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...


Yüreğine kalemine sağlık dost...
Doğruyu hatırlatan, işaret eden güzel şiire ne denir ki...
Allah razı olsun, tebrikler... Selam ve muhabbetlerimle...
Cemal Erkoç
Cemal Erkoç, @cemalerkoc
12.4.2009 23:26:50
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...
..................................
Şiir güzel olmuş
Kutlarım efendim
ilhamialbayrak
ilhamialbayrak, @ilhamialbayrak
12.4.2009 22:51:36
Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN,,

VESİKA GİBİ BİR ŞİİR KUTLARIM EMEĞİN DAİM OLSUN SELAMLARIMLA,,

türkmendağlı
türkmendağlı, @turkmendagli
12.4.2009 22:38:52
Değerli gönül dostum.
Şair Orhan Beyi, canı gönülden kutluyorum.Tanıştığımıza da çok memnun oldum.Dolu dolu Allah sevgisiyle işlenmiş, bu güzel şiiri beğenerek okudum.Ders veren ibret alınacak çok güzel bir yapıt olmuş kalemin değeri
şiirden belli kutlarım değerli şair kardeşimi. Selamlar.
ümmü - aşcı
ümmü - aşcı, @ummuasci-
12.4.2009 22:21:43
Nasıl unutur insan , mahşer’in dehşetini ...
Yiyor bak gıybet ile , ölmüş kardeş etini
Sanma kurtarır seni , döksende sevetini

---------- Bırakma son nefes’e , çok geç olur biter zaman
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmetinden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Sığınırım affına , azabının haşmetinden

---------- Dönüyor kudretinle , kainatta şu mizan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...


GERÇEKLER YÜZÜME TOKAT GİBİ ÇARPTI
İBRET ALINACAK O KADAR ÇOK ŞEY VARKİ
HEP KAÇAR OLDUK KENDİMİZDEN ÖZÜMÜZDEN
MÜKEMMELDİ DİZELER
TEBRİKLER
SAYGILAR.
OMARIM
OMARIM, @omarim
12.4.2009 22:06:56
DERS ALINMASI GEREKEN DİZELER VARDI ŞİİRDE. TEBRİK EDER, SAYGILAR SUNARIM.
de_soulmatex
de_soulmatex, @de-soulmatex
12.4.2009 21:55:06

Kulak duyar , göz görür , el tutar , ayak yürür ...
Dil hem konuşur , hem de kendisiyle övünür
Mal , mülk evlat vermezse , isyan eder dövünür

---------- Yağdırır sağnak , sağnak , Rahmet’i bak bulutdan ...
---------- Secde et ey İnsanoğlu ! , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...


Hocam yüregınıze saglık...
Derin maneviyat içeren dızeler üstelik ders cıkarmamız gereken dızeler....
Okurken gözlerim bugulandı...

Paylasıımınıza binlerce tesekkürler....
Saygılarımla dua ile...
cansıla
cansıla, @cansila
12.4.2009 21:05:05
Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmet’inden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Affın’a sığınırım , azab’ın ve haşmetinden ...

Kudretin ile dönüyor , kainatta şu mizan ...
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...

Duyarlı kalem..Gönülden kutlarım dizelerinizi..

Saygılar...
cinitas
cinitas, @cinitas
12.4.2009 20:49:24
Aldığımız nefes’e , şükür bile kalır az ...
Gelir çatar hesap günü , ilk suâlse namaz !
Sarılanlar Kur’ana , yolda ise hiç kalmaz

Omuzlar üstünde tabut , kalkar bak musalladan
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...
çok anlamlı bir paylaşımdı.tebrikler
Etkili Yorum
Serap Sönmez
Serap Sönmez, @serapsonmez
12.4.2009 13:57:05
Düşürür oltasına , içki kumarla şeytan
Cahil elinde dil ise , çıkartır imandan
Vakitse geçmiş olur , tövbeye kalmaz zaman

Götürür ateşini kendi , giderken dünyadan ...
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Nasıl unutur insan , mahşer’in dehşetini ...
Yiyor bak gıybet ile , ölmüş kardeş etini
Yolun sonu cehennem , kurtarsın servet hadi

Bırakma son nefes’e , çok geç olur biter zaman
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmet’inden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksızdır geceden
Affın’a sığınırım , azab’ın ve haşmetinden ...

Kudretin ile dönüyor , kainatta şu mizan ...
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...

Şiirlerinizi okumayı özlemişim hocam kaleminiz yine güzelliklere imza atmış kutlarım...
''Yaradanı severim yaradandan ötürü'', der yunus emre, Rabbimiz için. Biraz da biz doğmamıza vesile olan ailemizi ve Yaradanımızı sevmeyi denesek ya, o zaman bu çirkinlikler bu kadar aleni yaşanmazdı belki? Yani kıssadan hisse hocam inançlı olmak tüm çirkinlikleri kökünden söküp atmamıza yeter di.....Harika ve bir o kadar da manidar dizelerdi yüreğinize kaleminize sağlık sevgi ve saygılarımla...

Serap Sönmez tarafından 4/13/2009 5:50:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
rftk
rftk, @rftk
9.4.2009 23:27:06
tebrikler.. gerçekten ibretlikti..
ümit zeki soyuduru
ümit zeki soyuduru, @umitzekisoyuduru
9.4.2009 22:03:43
Nasıl unutur insan , mahşer’in dehşetini ...
Yiyor bak gıybet ile , ölmüş kardeş etini
Yolun sonu cehennem , kurtarsın servet hadi

Bırakma son nefes’e , çok geç olur biter zaman
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Çok şükür ki farkındayım , Rabbim rahmet’inden ...
Sensiz geçen her saniyem , farksız bir geceden
Affın’a sığınırım , azab’ın haşmetinden ...

Kudretin ile dönüyor , kainatta şu mizan ...
Secde et ey ! İnsanoğlu , İBRET AL FİR’AV N’DAN ...



Güzel dizelerinizi yürekten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL