5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1313
Okunma

Isırgan otu değmiş
Kelebeğin kanatlarına
Yangısı yüreğinde
Değdiği an hissedilir ısırganın yangısı
Kelebek kolları arasında sıkışmış
Çırpındıkça yanar, yandıkça çırpınır.
Yağmur sonu güneş sıcaklığı var
Gülüşlerinde, baktıkça ısınır
Gökkuşağı altından dünyaya yayılan ışık
Huzmesiydi gözlerde ki nurun
Isırgan yangısını yüreğinde hisseder kelebek
Cazibesi yakar nurun
Aşk yangısı bu, birden yakan
Yaktıkça çoğalan, çoğaldıkça yakan
Sokak lambalarına intihara gelmiş pervane
Dönüp duruyor etrafında,
Neden sürdü ne kadar sürdü bilmiyor
Miraç kadar kısa, Miraç kadar kutsaldı
Yüreğinde yaşananlar
Hem ne kadar sürer ki ısırganın yangısı
Ne kendini anlatabildi ne de anlayan çıktı,
Kays’ın gördüğü serap gibi
Susuz kalmıştı yağmur altında.
Zaten yabancısı değildi ölümün.
Kara Eylül fırtınasında ıslandı kelebek.
Bir mevsimlikti ömrü,
Aşkın gözyaşlarında eridi titreyerek.
05.04.2009/Samsun
İbrahim COŞAR