2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1551
Okunma

SAAT KAÇ
Saat kaç, tarih ne, ne kadar yaşlandı dünya
Ne kadar yaşadıysa yaşadığı hep rüya
İnsana değerli gelen nice metaı varsa
Alın götürün hepsini pul istemez, bedava
Ne kadar daha kalacağız bilen var mı
Birkaç zaman fazlası zarar mı yoksa kar mı
Üstüne titrediğiniz o nadide şeylere bir bakın
Hepsinin zevalleri birbirlerinden yakın
Biz onların hayaliyle oyalanıyor iken
Çoktan damarımıza batmış zehirli diken
Gün gibi açık ederken kendisini hakikat
Gözümüzün önüne kurmaktayız barikat
Tek hakikati vardı bu yalancı dünyanın
O da harcandı gitti tezgâhında sevdanın
O şen şakrak hanüman yıkılıp viran oldu
Kesildi kahkahalar yükselen isyan oldu
Ne oldu, ne oldu o saf, iyi niyetlerimize
Kin sıçradı, kan sıçradı ta bileklerimize
Aşkı mahkûm ettik menfaatlere ve astık
Artık uyku tutarsa uyu vereyim kuş tüyü yastık
Neydi o, kanımıza giren asude bir baharda
Kıyametler koparan büyük, küçük artarda
Oysa tam kanmak üzereydik iliklerimize kadar
Rüzgâr tersine döndü değişti birden karar
İçsel donanımımız yetmedi çevirmeye
Çeviremedik diye yeltendik devirmeye
Bende aynıyım sende kimi suçlayacağız
Hep birlikte oturup toptan ağlayacağız
Çöle döndü ovalar, bakırlaştı havalar
Artık güneşler bitti yansıtmıyor levhalar
Su paslı akar oldu, gül kötü kokar oldu
İnsanlar gül yerine burunluk takar oldu
En ağırı kokunun yanan yürek kokusu
Tüm ölüleri sardı gerçek ölüm korkusu
O öyle bir ülfet ki veriyor kuş uykusu
Ne canı kalmış onun ne ruhu ne duygusu
Ebedi âlemleri tahattur ettirir bizlere
Onulmaz sızı indi şimdi artık dizlere
Bu ne biçim bir tufan yaprakları kurutan
Mağara diplerinde akrepleri korkutan
Çölleşen dünyamıydı yoksa benim dünyam mı?
Kendimi ben bitirdim benliğim bir yamyam mı?
Artık tüm renkler siyah kalmadı beyaz bile
Kalbimi de kararttı süre giden bu çile
Dağlar bana yoldaştı eski zamanımızda
Herkes çekip gitse de kalırdı yanımızda
Bitevi matem hane şimdi bütün etrafım
Kalmadı tutar dalım, ben ölümden tarafım
Gelseydin ne olurdu bir kerecik kapıma
Gülseydin ne olurdu gülmeyen şu bahtıma
Bir yudum nefes olsan buz kesen şakağıma
Bir tutam ışık olsan zifir gibi sokağıma
Gelmedin son ümitte öldü gitti içimde
Kalanlarsa başıboş, hepsi başka biçimde
Hala seni soluklar kesik kesik nefesim
Ne yazık ki duyulmaz artık bu kısık sesim
İhsan POLAT 24.03.2008 İspir