off yar, of, of
el salla yar; geleceğe el salla
arıtarak ruhunu
safran sarısı saçlarına gül dolanmış
bakışlarına gök karışmış
ıslak kipriklerinin oyunu
tuzlamışlar sevdasını ela gözlerde
yolluksuz koyu vermişler çöllere
haleler düşmüş yüze yar...!

yar dönermi yar diye diye?
nede güzel yakışmış saçlarına hilal kaşların!
zifiri derinliğe dalmış engin bakışların
tatlı sert esen huyu,
salıver üzerine dağ sevdaların
boşluk düşme haline suyun akışını
zinde küller bırak sönmeyen maviye
tutuştur safran saçlarını elime
tutam tutam yar...!


yar çehresi kehribar
gözlerinde gülücük, gamzeleri çok kibar
açık alın ileri,kaçamak aşklar yol alır
sen, ne manidarsın seher yeli gibi
esersin yarin vardığı yana
teller tel tel olmuş tepeden aşağı
süzer gönül dilini; abı hayat misali
dişlerine dokunmadan
dök içime yar...!


yar safran sarısı yar...!
virane bırakıp gönlümü renginden
visal eyle tortu yapan halime
çorak menbaımı; gelde şen eyle
çiçekler açsın; buket buket en derin ülkende
parlasın; koynunda astığım yıldızlar
kaşlarından hilal doğsun;
as üstüme hilal yar...!


oklar atılsın; naif ülkenden ışıksız ülkeme
yelkenler açılsın; göletimden
seni büyük kılan mavi okyanusa
gülüşlerin dalsın; gölüme
essin badı saba yeli yüreğime
es deli deli yar...!

gel etme yar...!
ışıt yıldızları; yayılsın rayihalar; dağ başından çöllere
aman verme; kem aşklara,düşmeyeyim yad ellere
sar beni yar...!
bakışlarında okşayarak
saçlarına dola
kollarını açarak
sıkı sıkı sar yar...!


düş sineme; gönül yayından ok bırakarak
tut ellerimden; ellerine düşşün maviden parçalar
hissederim o an geriden yükselen sedayı
sen yaşamasanda ben yaşadım ayrılıklı vedayı
hadi bırak beni; aldığın koya
dinsin çile, dinsin hare hare
offlama yar...!
dillerinle yakmadan
sar beni yar, sar beni yar...!
sorgusuz, sualsiz, sonsuza bırak yar
aşkımı kendine bırakarak


ve düş eşikten
kapılar çalınmadan
beni senden çal yar...!
kalbini bana bırakarak....

ve gece düşer
yüreğin giriş çıkış kapılarından içeri yar
gün ağarırmı kim bilir...?
belki yar...!

01-04-2009 hayrettin