48
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2852
Okunma
I
Akşamın alacası çöküyor şehrin üzerine
Sokaklarda melankolik bir vurdumduymazlık
Bahçelerde sükut
Yıkıntılarda sessizlik
İzin gitmiş kaldırımlardan
Hangi yağmurdur bu süpürüp götüren?
İnanmazdım sel olsalar bile sileceklerini
Yorgun bedenimi taşıyor avare adımlarım
Bedbin çaresiz nihayetsiz bir yalnızlık
Tüm bu çektiklerim.
II
Yürüyorum…
Mahşer yeri yalnızlığındayım
Kalabalık içinde kaybolmuş yön duygularım
Nereye baksam boşuna
Nereye baksam tanıdık bir yüz yok
Kaygılar çevrelemiş düşüncelerimi
Oysa…
Hesapsızdı sevmelerim
Hep veren ben olmuşum meğerse
Kendinden
Sahte aşklar sunulmuş önüme
Görmemişim
Boğulmuş sevgilerim yusuf’un kör kuyusunda
Boş yere vurmuşum kendimi ferhat’ın dağlarına
Masalmış mecnun misali yanmak, Leylaların yüreğinde
Beyhude imiş yaralı Mahmut’lar gibi elif’leri beklemek
Ve vuslat koskocaman bir yalanmış
III
İzbe sokakların yalnız yolcusuyum
Birazdan güneş doğar karanlık gecenin üstüne
Mahşeri bir kalabalık dökülür caddelere
Yolcu yolunda gerek
Yalnızken yalnızlık kalabalıklardaki yalnızlık değildir
Dertleşirsin kendinle
İsteyerek
Durma…
Neyine lazım senin insanları seyretmek
Her biri başka bir yöne gidiyor işte
Heyhat…
Nerde başlar nerde biter umut
Konuşmak mı lazımdır?
Yoksa
Lazım olan mıdır sükut
IV
Mahşer yalnızlıklarındayım
Gel ellerimden tut
Bırakma esfel-i safilinde
Bırakma beni kalabalık güruhların seline
Ne olur al yanına
Ne olur,
Yüreğimden tut
Hüseyin AKOVALI
Şiirime sesolan sayın Ayşegül Aşkım KARAGÖZ’e Sonsuz Teşekkürler.
5.0
100% (2)