3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1422
Okunma

Tarih: iki mayıs bin dokuz yüz doksan altı.
Saat, gündüzü ortalıyor öylece.
Güneşi bol ,düşüncesi yok bir gün.
Aşk, harman ediyor beni:mutluyum.
Günler, haftalar,aylar, böyle geçiyor.
Düşünemiyorum:hiç birşeyi düşünmüyorum.
Sırtımda çanta, omuzumda foğraf,
Heyecanlıyım: küçük bir el tutuyorum.
Bir yılı devirmeden geçiyor;
İki’nci, üçü’ncü, dört’ncü, beş’nci yıl
ve sonra diğerleri
Fotoğraflar kayıp. ellerim, heyecan yontuyor.
Sonra sayıyıyorum birden bugüne
Yaklaştıkça bugüne; dönüyorum geçmişe.
On yıl sıkışmış sıkıştırılmış birkaç kareye
Kırılmamsa yirmi üçümde.
Tarih:yirmi iki mart iki bin altı.
Saat: yirmi üç otuz beş.
Saçmalığı bol bir günün gecesi.
Yarın ne yapacağımı düşünüyorum.
Dakika dakika kayıt altında;
Aklımda tarihler arası bir gün.
Artık umurumdadaki şey sadece
on yıl, bir günlük aklımla
Aylarca nefes verdin bana.
yıllarca ki yarım aklımla bile on yıl.
Çukur oldum;seni içine attım.
Çukura girdim; beni sen çıkarttın.
Tarih: yirmi iki mart ikibin altı.
saat:sıfır sıfır yirmi beş.
Uykusuz bir sabahın gecesinde
Elini sıkıyorum ve seni alkışlıyorum.
On yıl defalarca gömdüm seni...
Binlerce kez sen çıkarttın beni:
Düştüğüm çukurlardan
On yılın borcundan
Yine sen alacaklı oluryorsun; kapanmıyor hesaplar.
Sana borcumu ödüyorum...
Merak etme!suç üstü yapıyor anılar
ve tutuklatıyorum kendimi, kaçamıyorum.
Bir on yıl daha çukur kazdırıyorlar bana.
Çukur kazıyorum; seni içine atıyorum.
Çukura düşüyorum beni sen çıkartıyorsun.
Borçlusun!...