2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2062
Okunma

Gidiyorum buralardan.
Benden önce bir bir terk ediyor herşey gözlerimi.
Titriyorum;
sana ilk dokunuşum,
dudaklarını ilk öpüşüm süzülürken önce.
Avuçlarım sıkıyor yasak bir bölgeyi
ki sen kovmuştun sevdamızın dinlendiği gölgeyi.
Evet gidiyorum.
Fakat daha önceydi gidişin tohum tohum gözlerimde.
Herşey öyle yavaş hareket ediyor ki
sanki havayı tutuyorum.
Başka bir havasında yavaş çekimindeyim hayatın:
güneş ezmesi bir iklim çöküyor tenime.
Hiç bir şey bükememişti:
şimdi öpemeden elini, kırıyorum bileğimi.
zaten vurgununda ve gidişinin tutulmasında bedenim.
Öyle köşeye sıkıştım ki suçum yok!
Fıçılanmış, eskitilmeyi bekleyen şarap gibiyim.
kim bilir kaç yıl sonra tadımda içilirim!
Beklemek yorar beni:
biliyorum; tatlandıkça aksileşeceğim.
Hele yıllar sonra seninle havalanmayacaksam,
senin dudaklarında oraklanmayacaksa
gidişinin tohumlarında büyüyen aksileşmelerim!
neye yarar yıllarca bekleyişim?
kime fayda senden sonra buralardan gidişim?
Şimdi gidişin boyu gölgeler,
elimde seri numarası sen tettikler,
kovanı gölge sıkıştırılmış mermiler,
birer birer patlatıyor gözlerimde tohumlarını gidişinin.
Herbir tetik hamlesi,yayıyor seni bütün bedenime;
dağılıyorsun her yerime
ve ölüyorum
budefa gerçekten gidiyorum.
gel! gel artık!
gel de topla gidişlerini.
5.0
100% (1)