4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
941
Okunma
Hiçbir hayat absürt kalmamıştı belki de böyle kendi sahnesinde
Sana sunulmadan önce sade
Çamurlardan bata çıka gelmişliğin sanrısı absürt kalmıştı
Kaldırımlar yıkılmadan önceydi sanırım
Sokaklardan kazanılmış zaferlerin gaddarlığı
Hadi ver elini tutayım desen de bugün
Kolay mı sanıyorsun yarın
Ben hayattan galip çıkılmış zaferlerimle övünürken
Sana muhteşem mutluluklar sunmanın tutuksuzluluğunu
Meğer samanlığın içinde iğne değil
İğnesizliğin içinde samanmışım
Senden önce ve az evvel senden sonra
Hayatın öz geçmişi şimdi sokaklarda
Acemi bir kapı gıcırtısı zaman
Yağlanmadan geçmiyor işte
Tutunabilir miyim sanıyorsun bulutlara
Eteklerinde sürünmek kadar imkânsız
Hangi cümlenin penceresini açık bıraktın
Kapıların neden ardına kadar açık duymak istemediğin kelimeler gibi
İki kelimenin ardı cereyan yapıyor açık bırakma
Ondan bu bel ve boyun ağrıları
‘beni böyle sev seveceksen’
Diyemeyecek kadar korkağım sana bir ömür boyu
Kaç kere kaç kaç yapıyorsa
Hiç kere hiç kadar eşit tirim sana
İşte bu kadar zor bir denklemim sana acımasızca sorulası
Ve hiçbir bilim adamının cevaplayamaması kadar bencilim
‘Oysa ben sana kayboldum
Beni bulası’
Seni seviyorum u
Özetleyemeyecek kadar yorgunum
Ve çıplağım üzerini örtemeyecek kadar
Sana sadece hoşça kal ı sunabiliyorum
Kalamadığını biliyorum susuyorum sana sadece
Sensiz içilen bir çayın en demli tarafından