3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1072
Okunma
Yoruldum
Çok yoruldum
Balkonu çökük evde
Mecalsiz duvarların resmimi çizdiği yerde
Ben kalem, sen şair
Çok şiir okuduk birbirimize.
Dokunurdu dudaklarımız mısralara
Aşkı aşılamıştık dizelerimize
Dokunurdu gül yanaklar intizara
Kazımıştık kelimeleri beynimize.
Kalem arsızlaştı beynimde
Çöküyor kubbe, Dinledikçe çok şey yazılıyor gül pembe
Arka sokaklar, arka bahçe
Mezara acılan kapının dili koparılmış
Hayaletler dolaşır gün gün inince
Gittiğim her yerde.
Yoruldum..dudaklarım ıskarta
Sigaram istiyor sanki uzun bir mola
Pencerem, öyle gülüp durma
Dışarıdaki temmuz sıcağına sığıntı kavak yaprakları
Resmini çizen dere.
Ben ilkbaharı çok yaşadım
Kırlangıçların leyleklerin sevince sustuğu anda
Şimdi dinliyorum başımı
Kalmamış geride telaştan başka
Kırık dökük kırıntılardan başka.
Her şeye rağmen susturamadım aşkımı
Deli tayın coştuğu yerde
Ellerim pençe, dudaklarım testere
Her şeye rağman duduramadım taşkını.
Kavram kargaşasından tutunduğum umut
Sustuğum anların, düşünmeye değer yanı
Mutluluğun aynasında sevinç çığlıkları
Şimdi hatırat ormanında, bir kadını hatırlattı.
hiç sevmemiştim oysa.. çok sevmişim
Ben sevdim diyememişim
Gurur bedeli ödenen, en korkunç yaratıktı
Gök avucumda,geçmiş sineme çektiğim yağmur
Toprak yakınımda, şiirim avuntu...yagmur
Kaybedilen yılları savurdum şiirlere
Daha yakınım... mezar denilen yere
Tüm ışıklar birer birer sönünce
Boyun eğdirildik kadere.