Beklenen bir tarihi okurcasına
Hayatımdan çıkardığım
kaçıncı hezimet bu...
Dünlerde saklı geçmişimi
botlarıyla çiğniyor
Militarist bakışlı melikeler

Hızır kaçıncı saat sonra olacak bu
yeşil yelkenli gemimi kaçırışım
Ruhum yumak yumak sorular içre
hezeyan hezeyan hezeyan...

Parçalayan beni şu altın dişli makine
Hangi zamandan ayarlı
karanfil düşler sonrası
burnumda yankı bulan neden ızdırap kokusudur...?

Gözlerimin değdiği göz
Sisli bir bahar sabahı gibiyse
dumanında kaybolan
yitik ümitvarlıklarımın
üstümdeki ağırlığını kaldıramıyorsam
suç bende mi Hızır!
Söyle
Peşime düşen şu yaban yerlilerinden kaçışım
Neden bu kadar benzemekte
Suskun toprağın konuşturucusu Nasıralıya...
Kara örtüleriyle akşamlar
Zihnimde ki ışığa neden saldırmakta?
Yüreğimden tükenişim bir ömre bedel
Ürkek ceylanların konuşmayı unuttuğu tarih kadar eski!

Kırıntıları içinde hülyaların
Gittikçe boğulan zihnimin
Firari düşleri neden yok?
Beynimi ve duygularımı donduran
bu altın halka da ney Hızır!
Gül bahçelerine eğer
Biz de yabancı kalacaksak
Bu dünya neden dönmekte Hızır
Dünyam neden dönmekte!
Başım,başım Hızır neden dönmekte!

Elmas bir damla gibi
zahiri zihnime taciz eden bu düşünüş
Neden kemirmekte mektup uçlarını?
Kalbimin üstüne yaslanan bu yüz
Ah bu yüz hızır
Hangi tufan olsa da adı
Helakına mazhar bir asiyim ben
Kaçışım yok gibi Hızır
Kendi yaktığım bu ateşte
Çaresi yok
Cayır cayır yanacağım
Anladım!

E.ŞEFLEK