5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1833
Okunma

yağmurlu sabahlarda ıslanmak budur işte
ağlamak, ağlatmaktır gün boyu
çirkin sabahların aşkında
çılgınca yaşamaktır bir ömür boyu
dün ne isem bugün o olmak
dalmak denizin derinliklerine
balık gibi yaşamak karada
vurgun yemişçesine
İşte sevmek…
dağların en sarpından atlamak
ve sonra kuş gibi uçmak
yere çakıldığında
ölmemeye çalışmak
işte, bunun adı yaşamak
İşte sevmek…
yaşamak oyun gibi
oyunda kaybetmek var
lâkin hazan mevsiminde
yapraklarla ağlamak ta var
sevmek “Yunuscasına”
düşmek yollara yapayalnız
sonrasında yıkılmak
gözle değil,
yürekle ağlamak var
İşte sevmek…
ağlamayı bilmeyen göze,
verilemeyen söze,
bir yudum su misali
çorak toprağa düşercesine
ağlamak var
sonra gülmek delicesine
İşte sevmek…
hiç gül gördünüz mü?
boynu bükük olmayan
ve bir gün dalından koparılmayan
ya da dalında solmayan
ya bülbül ağlatırken mısraları
ve onlarla beraber ağlarken
gülün umurunda mı sanırsın
bülbül yanarken
İşte sevmek…
Mısralar, ah mısralar
zehir katar aşıma
çorak ovada kalmış misali
çırpınırken
aklına gelmez mi aklına
sevmek…
vurulmuşum, düşmüşüm ayağına
sevdasızlığın
ağlamışım
kaderime ve yalnızlığıma
ve anlatamamışım
İşte sevmek…
şair duygusal olur
ağlamayı pek bilmez
yorgun düşlerle uyanır sabahları
onun için kış gelmez
baharları renksizdir
ya da o öyle sanır
suskunluğuna aldırma sen
içinden kan gelir
İşte sevmek…
ve hazan mevsiminde şevke gelir ağlarken
hazan hayatı onun
o yaşamazken
göçerken sevmek…
zaman ne ki akıp gider su gibi
sevda çöllerinde kar olmak ve üşümemek
sonra yorgana sarılmak istemek
bir kardelen gibi
başını çıkarmak kardan...
işte sevmek…
çıkarınca kardelen başını
çıplak ayaklar yanarken karda
onu ezmek
acımasızca çılgınca
işte sevmek…
İşte sevmek…
İşte sevmek…
5.0
100% (3)