7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1676
Okunma
Be muhannet sana nasıl kızmayım
Üç ay git üç gün gel boşa dönmüşsün
Bir uzun hikaye nasıl yazmayım
Ağustos ayında kışa dönmüşsün
Ala sözüm buram buram ter içen
Bir ömür gözümde bir anda geçen
Her mevsim iklimden iklime göçen
Katarda yaralı kuşa dönmüşsün
Güneş nasiplensin yay ışığında
Günün varlığını duy ışığında
Gölgene gizlendin ay ışığında
Şu sessiz yazısız taşa dönmüşsün
Sen gittin son gelen emre uyarak
Bizi burda boynu bükük koyarak
Bu nasıl dünyadır gün gün sayarak
İlk geldiğin yere başa dönmüşsün
Ten içinde kir saklıdır görülmez
Sır içinde sır saklıdır görülmez
Şu sinemde er saklıdır görülmez
Bre Deli Dumrul tuşa dönmüşsün
Boş zamanın hoş mekanın velisi
Şu ”acı yıllar”ın ”hasret” ölüsü
Erken göçtün Ülkerler’in delisi
Gözdeki bir damla yaşa dönmüşsün
Tamam kırk dört yıllık düşe dönmüşsün
1997
Yazan: Zülfikar Yapar Kaleli
Okuyan: Ozan Davut Akaslan