0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1498
Okunma
Dilimde bir Nuran türküsü tutturmuş gidiyorum
Nuran’lı içkiler içip kendimden geçiyorum
ya Nuran, ya da Nuran ille de Nuran diyorum
anlıyorsun değil mi, anlatabiliyor muyum
bildiğim lisan budur Nuranca konuşuyorum
Ona benzer bu taş bu toprak
bu kaldırım taşları, bu şehrin ışıkları ona benziyor
sıcak bir yorgan gibi, sarıyor hasreti kucak kucak
onun yeşil gözleridir gökyüzünü aydınlatan
kahverengi tonundaki saçlarıdır baharı kıskandıran
anlıyorsun değil mi, anlatabiliyor muyum
tabiat Nuransız olamaz, dünya Nuransız dönemez
Her yer o’nun afişleriyle donatılmalı
vitrinlerde boy boy o’nun resimleri asılmalı
kahraman bir komutan gibi
heykeli dikilmeli en yüksek tepeye
şarkılar, şiirler, masallar, romanlar hep o’nu anlatmalı
aşıkların, sevdalıların ibadeti o olmalı
anlıyorsun değil mi, anlatabiliyor muyum
Nuransız geçen saatler, dakikalar durdurulmalı
Bölmeli uykularını ve yüreğini kızgın demirle dağlamalı
işitilmemeli feryadın, deli eden çaresizliğin çığlıklarına karışmalı
yerden yere vurulmalisın, ölümün soğukluğunu hissedebilmelisin
büyümeli içinde git gide... aşk dediğin yüreğinde tanrılaşmalı
anlıyorsun değil mi, anlatabiliyor muyum
benim doğum yerim, memleketim, yurdum Nuranlı.
Ali Uzgur