16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2592
Okunma
Yaz, katip yaz!
Hüseyn-i kerbela matem hakkı için yaz
Oniki imam Şahımerdan hakkı için yaz!
Öyle bir yaz ki dağ, taş ayaklansın
Öyle bir yaz ki
Karanlıklar üstümüzden uzaklaşsın
Selvi söğütlerin gölgesine uzanmak özgürce
Bir solukluk uyku çekmek ürkütülmeden
Katığıma ekmek doğramak
Yutkunmak lokmaları tedirgin edilmeden
Ve
Yayla rüzgarlarında soluklanmak
Bahar dalı gibi çiçek açmak yamaçlarda
Bozlak havasının derinliğinde
Çocuk beşiği gibi salınmak
Ve uğraşmak, ve okumak, ve yazmak muradım
Yaz ki..
İnsan kılığında dolaşmasın silahlar
Dolaşmasın bombalar insan kılığında
Top değil, tüfek değil
Bıçak, kama, şiş değil
Kalem tutmalı ellerim benim
Ve
Savaş değil sevda türküleri söylemeli
Dillerim benim
Yanık bir hava tutturmalıym Karacaoğlandan
Aşık Veysellerden, Nazımlardan
Dere kenarında ki armut ağacının altında
Düşler kurmalıyım geleceğe dair
Düşler kurmalıyım sevdalarımdan
Çocuklar oynaşmalı
Cıvıl cıvıl kuşlar bahçelerimde
Gelinler kızlar gezinmeli allı yeşilli
Gelinler kızlar
Sevmeye koşulu yüreğimde
Yaz katip yaz!
Eline kurban olam yaz
Diline kurban olam yaz
Bir bir kopartıldı
Söküldü toprağından sarı çiğdemler
Ateşe verildi Pir Sultanın asıldığı yerde
Lale, sümbül, tekmil çiçekler
Ve
Boynu bükük şimdi Anadoluda çocukların
Boynu bükük eli koynunda
Anaların, kadınların, kızların
Yetim çocuklar gibi kenara itilmiş sevda
Yetim çocuklar gibi yalnız
Görünmez, duyulmaz bir ses haykırır
Titreşimi deprem yaratır haksızlığa uğramışların
Volkanı içindedir yetim kalmışların
Ateşi derindedir sevdalarının
Anadolu gibi, Mustafa Kemal gibi
Sıcaklık sana hasret ey halkım! dostluk sana hasret
Yasını yüreğimde hissettiğim
Ozanlar sana hasret
Yolunu gözler hasretin
Yolunu bekler, geç kalınmadan
Böyle gitmek olmaz sevdaya
Yüreğinde ki umutsuzluğu sil
Korkuyu sil göz bebeklerinden
Güneş gibi ışıldasın
Çoban yıldızı gibi parlasın
Bakışlarında yüreğin
Ve
İşte o zaman bükülmez
Bükülmez!
Sevgiyle güçlenen bileğin
Yaz katip yaz!
Noktasına virgülüne kadar yaz!
Kara duman kaplamış Çamlıbelleri
Kara duman oturmuş yüreklere
Ağıtlar konmuş baykuşlar gibi
Ağıtlar konmuş
Sazımın tellerine
Türkülere yanık kokusu bulaştı diye yaz
Yanık kokusu geliyor Sivas yaylasından
Yanık kokusu rüzgarlarda
Ve
Utancından başı yerde dağ çiçeklerinin
Utancından boynu bükük şimdi
Bizim orda menekşelerin
Henüz uç vermedi toprağa düşmüş tohum
Boy atmadı altın sarısı başaklar
Oynamaya vakit bulamadı tozdan dumandan
Sümük salya çocuklar
Canlarım can olalım
Dostlarım dost olalım
Bakın...
Gül tomurcuğun içinde hapis kalmış diyorlar
Ha soldu, ha solacak, ha öldü, ha ölecek
Bülbülün ayak seslerinde kulağı
Son umut
Gelmese de bekleyecek
Ve bekletmek
Ve gitmemek niye...
Yaz katip,
Üstüne basa basa, altını çize çize yaz
Kızılırmak ateş almış Sıvas yöresinde
Gökyüzünü ateş sarmış diyorlar
Alıcı kuşlar kanat germiş havada
Akbabalar Çamlıbelde pusuda
Ey sevdanın kırık yolcusu
Bir bak!..
Gözyaşları kirpiklerde buz tutmuş
Bir türkü söyle ki erisin
Bir türkü söyle ki yürüsün
Bu ne gaflet?..
Çok mu zor bir türkü tutturmak
Çok mu zor yürümek yan yana
Yürümek sevdaya doğru
Yürümek şaha doğru
Yürümek insana doğru
KAYA DEĞİRMEN