33
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2938
Okunma

Soğuk bir kış gününde,
Sıcak bir çay sıcaklığında,
İçinde bizden olan ne varsa
Her şeye "merhaba" dedin
Sur Kentli bu kadına
"Kendini tanıtır mısın?" dedim
"Önemi var mı ki cinsiyetimin
Yaşımın kel kafamın"
"Yaşın?" dedim
"Dedem şehre indiğinde çıkarmış
Kafa kağıdımı.
Sahi ben kaç yaşındayım?
Daha çocuksu düşlerim var
Öyleyse ben bir çocuğum
Ekin zamanında başlamış hayallerim
Bin yerinden kurşunlanmış
Onu bilirim
Küçükken askerlerden kaçarmışım
Dürbünlerinden baksam da
Konserve kumanyalarından yesemde
Korkarmışım hep
neden?
Düşlerimi bozuyordular
Köyümdekileri döverken."
"Düşlerin neydi ki?"
"Çocukça düşler işte
Kara lastikli kısa donlu günlere dönmek istiyorum,
Annemin sıcaklığında."
"Ben yüreğimi bin parçaya böldüm
Koydum ortaya
Her bir parçam
Cennetin çocuklarına armağan
"Oğlum olur musun?"
Olurum sur kentli,
Sur bakışlı kadın
Sahi ben kaç yaşındayım?"
Düşlerin kaç yaşındaysa o yaştasın çocuğum
Ama düşlerimi vurdular
BERF