53
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3047
Okunma

İşte sana geldim yıllarca sonra
Seni çok özledim kahraman şehrim
Beni çocuk gibi kollarına al
Koynunda hasreti gidereceğim
Güzel bacılarım, edelerimle
Buluşalım akşam güneş batarken
Kaleden Maraş’ı seyredelim hey
Madalyalı bayrak dalgalanırken
Öyle özledim ki yemeklerini
Canım kahvaltıda çörek istiyor
Şöyle buz gibi bir meyan şerbeti
Maraş peynirinden börek istiyor
İçli köftelerim acılı olsun
Maraş lâhmacunu beni doyurur
Üstüne köpüklü kahve içerken
Bir tas da soğuk su verin ne olur
Burnumda tütüyor firik tarhana
Kırk gündüz kırk gece yiyebilirim
Kaymaklı dondurma, fıstık ezmesi
Allah’ım sevinçten ölebilirim
Öyle özledim ki doğduğum evi
Küçük ediğimi, dar sokakları
Gençliğimin dolu dizgin geçtiği
Oyun oynadığım arkadaşları
Ahır dağlarının deli poyrazı
Benim için güzel bir türkü tuttur
Uğuldasın çamlar gece yarısı
Sensiz günlerimi bana unuttur
Şarkı söyleyelim gelin bu gece
Loş ve serin Döngel Mağarasında
Elele kolkola hep beraberce
Bir kadeh içelim Pınarbaşı’nda
Saraylar, bahçeler istemem artık
İstemem gül kokan hoş cariyeler
İsterim ki ecel Maraş’ta çalsın
Uyurken kapımı bir akşam yeter
_____________Âlimoğlu___________
Bu şiirin bestesi, Erol Büyükburç’un eşi, nur içinde yatsın, Emel Büyükburç’un vefatı üzerine yarım kalmıştır. Sevgili abim, bu şiiri memleket şarkıları serisinde besteleyecektir.
Firik tarhana: K. Maraş’a özeldir. Tarhana akşam üstü tam kurumadan toplanır. Eş, dost, akrabaya yanında ceviz içiyle gönderilir.
Edik: Bir nevî ayakkabıdır. İnce deriden yapılır. Kışın evde de giyilir.