1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1072
Okunma

— Didem’in ardından -
Kanıma girdi ölüm, inanmadım yürekten;
Hayal gibi yaşadım, rüya gibi görüldüm.
Bir telli turna olup, uçamadım yüksekten
Namlu ucuna düştüm, ak göğsümden vuruldum.
Yüklendim göğe doğru, baharla sabah erken,
Gün batısından geldi, yağmurları dilerken,
Söktü beni bu rüzgâr bir taze fidan iken,
Günde kalmış kupkuru dal misali kırıldım.
Deli dalga idim ben, enginlerde yoğrulan,
Her günün batışında sevilmeye çağrılan,
En coşkulu çağımda köpüğüme doğrulan,
İmbat oldu üstüme naçar kaldım duruldum.
Beyaz bir menzildeyim, giderim yolum bitmez,
Yokuşta kaldı ruhum, düzlüğe nefes yetmez,
Kader bezginiyim ki, isyana gözüm tutmaz,
Kanımda kalp ağrısı, takatsizce yoruldum.
Ağıt hengâmesinde, seslerde sükût oldum;
Sevincimden hayır yok, bir hüzne umut oldum;
Kötü dertler göğünde serseri bulut oldum,
İsteksizce bilinmez iklimlere sürüldüm.
Çıktığımda meydana davullar dövülürdü,
Uzun sarı saçlarım, gök gözüm övülürdü,
Kurumuş yaprağa eş ellerim sevilirdi,
Annemin kucağından ak kefene verildim.